TMMOB
Gıda Mühendisleri Odası

10OLAĞAN GENEL KURULUMUZ GERÇEKLEŞTİRİLDİ

10OLAĞAN GENEL KURULUMUZ GERÇEKLEŞTİRİLDİ
ADANA
Yayına Giriş: 21.03.2014 Son Güncelleme: 21.03.2014

 

 

15-16 Mart 2014 tarihlerinde yaklaşık 300 delege ve üye katılımı ile Başkent Öğretmenevinde gerçekleştirilen 10.Olağan Genel Kurulumuza 10 delegemiz ile katıldık.

Odamızın 10.Dönem Genel Kurulu sonrası  oluşan Yönetim Kurulu‘na ait görev dağılımı aşağıdaki gibidir.

  • Yönetim Kurulu

  • Başkan: Yusuf SONGÜL

  • 2.Başkan: İffet Dilek AKAN

  • Yazman Üye: Pınar ÜNAL

  • Sayman Üye: Murat ŞANLI

  • Üye: Serap BİLGEN ÇINAR

  • Üye: Hazret ÖZDEMİR

  • Üye: Nilgün ÖZÜDOĞRU

 

Genel Kurul‘un ilk gününde, ülkenin dört bir yanından gelen yaklaşık 400 Gıda Mühendisi delege ve üye, ülkenin, odaların ve gıda mühendislerinin sorunları ile ilgili bir basın açıklaması yaptı.  

Ülkenin zor bir dönemden geçtiği, ayrıştırmaların arttığı, haklı eylemler içerisine provokasyonlar karıştığı zorlu bir dönemden geçildiği ve bu ortamda Berkin‘in ve Burak‘ın babalarının umutları yeşerttiği vurgusu ile başlayan açıklamada

•  Odaların sistematik ve belli bir amaçla güçsüzleştirilmekte olduğu, yasal görevleri olan mesleki denetim haklarının kullanılmasının engellenmeye çalışıldığı, üyeleri ile bağlarının kopartıldığı

•  Gıda mühendislerinin özel sektörde ve kamuda varlığı ve etkinliği önüne önemli engeller getirildiği, gıda güvenliği alanında sorunlar oluşmakta olduğu

ifade edilmiştir.  

 "Mesleğimizi, uzmanlık alanımızı ve meslek haklarımızın korunmasında, mesleki denetimde vazgeçilmez olan odamızın haklarını kararlılıkla korumaya devam edeceğiz!", "Halk sağlığını koruma ve gıda güvenliğini sağlama mücadelemize devam edeceğiz! Tüketicinin yanıltılmasına izin vermeyeceğiz!" diyerek kamu otoritesine "Artık bu sesi duyun!" çağrısı ile sonlanan basın açıklamasının tam metni aşağıda yer almaktadır.

 

 

HALK SAĞLIĞININ GÖNÜLLÜ NEFERİ OLAN
GIDA MÜHENDİSLERİNİN
SESİNİ DUYMAYANLARA İSYANIMIZDIR

 

15 Mart 2014

 

Ülkemiz zor bir dönemden geçiyor. Ayrıştırmalar artıyor, haklı eylemler içerisine provokasyonlar karışıyor.  Bir tarafta on yıldır iktidarda olmanın yarattığı körlükle, yozlaşmayla her tür eleştiriyi ve talebi ihanetle, komplocu odaklarla ilişkilendiren, uzlaşıcı değil kutuplaştırıcı, yıllarca kol kola oldukları dahil, kendine muhalif herkese düşman bir iktidar... Diğer tarafta yaşam alanının kısıtlandığını, yaşam tercihlerine müdahale edildiğini, geleceğinin tehdit edildiğini düşünen, korkan ve çözümü sokakta aramak durumunda hisseden bir halk... Kafasından gaz kapsülü ile vurularak, sopalarla dövülerek, kurşunlanarak, kutuplaştırmanın etkisiyle sokakta karşı karşıya gelerek ölen çocuklar, gençler... Ülkeyi yönetenlerin ölümlerin yasına bile saygı, tahammül gösteremediği bir ortam. Ancak hala umudumuz var, çünkü bu memleketin onurlu insanları var. Berkin‘in ve Burak‘ın babaları bunu çok güzel gösteriyor. Birlikte yürüyebileceğimiz bir geleceğimiz olduğuna inandırıyor. Ülkemizdeki özgürlük tutkusunun ve demokrasi talebinin halkın çok büyük kesiminde korku duvarlarını yıkmış olması, bu umudumuzu besliyor.

Yitirilen canlarımız, çocuklarımız, gençlerimiz hepimizin acısı; özgürlük ve demokrasi talebi ise vazgeçmediğimiz tutkumuzdur. 

Mesleğimizle ilgili sorunlara gelince; bu olumsuz ortamdan o da nasibini alıyor tabii..

Mart 2012 - Mart 2014 arasında geçirdiğimiz 9. Dönem içinde bulunduğumuz coğrafya, ülkemiz açısından olduğu gibi; odalar ve mesleğimiz açısından da sancılı ve zorlu bir dönem olarak tanımlamak yanlış olmaz. Dünyada yaşanan ekonomik krizin; hemen yanı başımızda, Ortadoğu‘da yaşanan ve yaşanmakta olan gelişmelerin ülkemizde de önemli yansımaları olmuştur. Demokratik haklar ve özgürlükler anlamında da önemli sorunlar yaşanmaktadır.  İçinde bulunulan ekonomik ve siyasi koşullardan; hakim olan bu bakıştan odalar, çalışanlar ve meslek mensupları da olumsuz etkilenmişlerdir.  

•  Odalar güçsüzleştirilmekte, yasal görevleri olan mesleki denetim haklarının kullanılması engellenmeye çalışılmakta, üyeleri ile bağları kopartılmaktadır 

•  Meslektaşlarımızın özel sektörde ve kamuda varlığı ve etkinliği önüne önemli engeller getirilmekte, gıda güvenliği alanında sorunlar oluşmaktadır.

Kamuoyunun da yakından takip ettiği üzere, kamu kurumu niteliğindeki meslek odaları sistematik ve belli bir amaca yönelik olarak bir değişime ve dönüşüme uğratılmaktadır.

Meslek Odaları üzerinden uygulanmaya çalışılan bu değişimle, aslında meslek mensupları da etkisizleştirilmektedir. Halkın Gıda Güvenliğini sağlamayı kendine amaç edinmiş Gıda Mühendisleri ve odamız da bu durumdan nasibini almaktadır. 

 Önce 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu ile gıda işletmelerinde Gıda mühendislerinin istihdamı sınırlandırılmış ve bu yüzden çok sayıda işletme halk sağlığı hiçe sayılarak denetim dışı bırakılmıştı.

 Bu konunun ortaya çıkardığı sorunlar her geçen gün artarken, giderilmesine yönelik çözüm üretmek yerine, Gıda İşletmelerinin Kayıt ve Onay İşlemlerine Dair Yönetmelikte 7 Ocak 2014 tarihinde 28875 sayılı resmi gazetede değişiklik yapılarak, gıda işletmelerinde istihdamı zorunlu olan Gıda Mühendislerinin, bağlı oldukları meslek odalarınca belgelendirilmeleri zorunluluğu da kaldırılmıştır.

 Ne yazık ki bugün ülkemizde, gıda sektörünün gereksinimlerini bilmeyen, sorunlarını saptayamayan ve bunun sonucu olarak da doğru politika üretemeyen bir yönetim anlayışı mevcuttur. Gıda ile ilgili uzmanlığı olmayan kişiler de yorum yapmakta, bilgi kirliliği yaratmakta ve Kamuoyunu yanlış yönlendirmektedir.

 Değerli Basın Mensupları,

 •  Gıda üretimi, bitkisel ve hayvansal temelli üretilen hammaddenin işlenmesidir. İnsanoğlu çiğ halde et-süt tüketemediği gibi, başaklardaki buğday taneleri de işlem görmeden tüketilemez. Tarla ve çiftlikte üretimde Ziraat Mühendisleri ve Veteriner Hekimler, üretilen bu hammaddelerin tüketilebilir hale getirilmesi, işlenmesi ve kontrolü süreçlerinde Gıda Mühendisleri vazgeçilmez mesleklerdir. Gıda mühendisliği, mühendislik ile gıda bilimleri arasında kurulması zorunlu olan bağı sağlar, endüstriyel üretim için özgün ve vazgeçilmezdir.

 Yapılan yasal düzenlemelerle insan sağlığı için hayati öneme sahip gıda işletmelerinde orta ve küçük boyutlu gıda işletmelerinde gıda profesyonellerinin bulunması zorunluluğu kaldırılmış, halk sağlığı işletmecinin bilgi ve vicdanına bırakılmıştır. Bu strateji çağ dışıdır, ilkel ve bilim dışıdır.

 Benzer yaklaşım gıda mühendislerinin kamuda istihdamında da sergilenmekte; gıda zincirinin tarla ve çiftlik dışındaki halkasının etkin denetlenmesi gerekliği ve gıda mühendislerinin önemi göz ardı edilmektedir. Unutulmamalıdır ki; tarladan/çiftlikten sofraya uzanan gıda zincirinin en önemli halkası olan gıda maddelerinin üretimi, taşınması, depolanması, işlenmesi, ambalajlanması ve dağıtımında gıda mühendisleri olmazsa halk sağlığı risk altında demektir.

 •  Uygulanan politikalarla bir yandan gıda mühendislerinin en temel görev alanlarında gereği gibi bulunması engellenirken; diğer yandan gıda mühendisi yetiştiren bölüm sayısını sürekli arttırılmakta, kontenjanlar ülkeye değil tüm dünyaya yetecek düzeylere çıkarılmaktadır. Yetmezmiş gibi 2. öğretimlerin açılmasına izin vermekte, akademik kadrosu yetersiz, altyapısı yetersiz bölümlerle eğitim kalitesi düşürülmektedir.  Mesleki öğretimi oldukça pahalı bir dal olarak Gıda Mühendisliği bölümlerinin bu kadar çok sayıda olması, kamuda ve özel sektörde istihdam olanaklarını bunca kısıtlayan bir anlayışın samimiyetsizliğidir.

 Türkiye‘nin en yüksek hızla üniversite kontenjanları arttırılan mühendislik disiplini olarak gıda mühendisliğinin kontenjan artışı durdurulmalı, yeni bölümler açılmasından vazgeçilmeli, eğitimde gereken nitelikte akademik kadro, altyapı ve teknik yeterlik sağlanmalıdır.

 •  Konu uzmanı olmayan bir avuç "bilim adamı" sıfatı kullanan kişi, gıda maddeleri ve gıda mühendisliği konusunda kamuoyunu yanıltmakta, tüketici algısını olumsuz yönde etkileyerek temel gıdalardan uzaklaşmalarını sağlamakta, hiçbir bilimsel temeli olmayan söylemlerle tüketicide panik havası yaratmaktadırlar.

 Gıda adına söylenecek her sözde en doğru bilginin yine Gıda Mühendisleri tarafından verileceğini kimse unutmamalıdır.

 Odamızın ve mesleğimizin etkisizleştirilmesi ve yıpratılması adına yapılan her türlü çalışmaya ve çabaya karşı bugün burada gıda mühendisleri kol kola büyük bir dayanışma içerisinde yeni bir mücadelenin meşalesini ateşlemektedir.

 Ama artık Gıda Mühendislerinin sesine kulak tıkayanlar bizi duymak ve sesimize kulak vermek zorundalar. Çünkü artık sabrımızın kalmadığı bilinmeli.

 Buradan en yüksek tonda sesleniyoruz: 

 Mesleğimizi, uzmanlık alanımızı ve meslek haklarımızın korunmasında, mesleki denetimde vazgeçilmez olan odamızın haklarını kararlılıkla korumaya devam edeceğiz!

 Halk sağlığını koruma ve gıda güvenliğini sağlama mücadelemize devam edeceğiz!

 Tüketicinin yanıltılmasına izin vermeyeceğiz!

 Tüm bunları hak ettiğimiz koşullarda gerçekleştirmek için birlik ve dayanışmamızı koruyacak ve güçlendireceğiz!

 Kamu otoritesine sesleniyoruz: Artık bu sesi duyun!

 

TMMOB GIDA MÜHENDİSLERİ ODASI 10. OLAĞAN GENEL KURUL DELEGELERİ

 

 

Okunma Sayısı: 523