SAĞLIKLI VE UCUZ KIRMIZI ET İÇİN POPULİST SÖYLEMLER DEĞİL YAPISAL ÇÖZÜMLER GEREKİYOR
Son dönemde gıda sektörünün farklı sanayi kollarında, özellikle de kırmızı et ve et ürünleri ile ilgili olarak yazılı ve görsel basında, ekonomik ve sosyal içerikli haber ve yorumlara sıkça yer verildiği görülmektedir. Halkımızın sağlığı ve kamu menfaati açısından bu yayınların önem ve etkisini dikkate alarak medyanın ve kamuoyunun bilimsel temele dayalı, daha geniş bir perspektiften bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi amacı ile bir basın açıklaması yapma gereği duyulmuştur.
Kırmızı et ve et ürünleri, yeterli ve dengeli beslenme açısından en önemli besin gruplarından birini oluşturmaktadır. İnsanın fiziksek ve zihinsel gelişimi için gerekli olan bazı esansiyel aminoasitler sadece kırmızı et ve ürünlerinde mevcut olup bunların belirli miktarlarda tüketilmesi, yeterli ve dengeli beslenme açısından bir zorunluluktur.
Ne yazık ki ülkemizdeki kırmızı et ve et ürünleri üretim ve tüketimi, gelişmiş ülkelerdeki endüstriyel standartların çok gerisinde seyretmektedir. Ülkemizdeki kişi başı kırmızı et tüketiminin AB ortalamasından en az 4 kat düşük olduğu tahmin edilmektedir. Satınalma gücü açısından bakıldığında ise Türkiye‘deki kırmızı et fiyatı, AB ortalamasından yaklaşık 7 kat daha pahalıdır. Bunun en önemli nedenlerinden biri; özellikle 1990‘lı yıllarda yürütülen yanlış özelleştirme politikaları ile EBK, SEK, YEMSAN gibi düzenleyici ve müdahale edici kuruluşların tasfiye edilmesi sonucunda, yem, et ve süt piyasasındaki arz-talep dengesinin bozulması ve piyasanın spekülatörlere açık hale gelmesidir.
Özellikle son 6 aylık dönemde, kırmızı et fiyatlarında %50‘yi aşan orandaki artışlar, halkımızın zaten sınırlı alım gücü dikkate alındığında, toplumumuzun önemli bir çoğunluğunun kırmızı et tüketmesini imkansız hale getirmiş ve sağlıklı beslenmesini risk altına sokmuştur. Aynı zamanda bu durum, insan sağlığını hiçe sayan ve sadece ticari çıkar peşindeki kişi ve kuruluşların suistimaline uygun şartlar yaratmaktadır. Bunun örnekleri geçtiğimiz günlerde bazı illerimizde yaşanan ve basına yansıyan olaylarda görülmüştür.
Et ve et ürünleri, fiziksel ve kimyasal özellikleri itibari ile mikrobiyal bozulmalar açısından en riskli gıda gruplarından birini oluşturmakta olup bunların üretimi ve satışı konusunda yapılabilecek ihmal ve/veya suistimaller halk sağlığına ciddi zararlar verecektir.
Söz konusu tehlikelerden korunmak için halkımız;
- Etini alırken her zaman bir denetçi hassasiyeti ile hareket etmeli, aldığı ürünün etiket bilgilerini kontrol etmeli, özellikle raf ömrü ve üretim izni bilgilerini mutlaka sorgulamalı,
- Şüphelendiği ürünleri kesinlikle satın almamalı ve bu tür durumlarda mutlaka yetkili mercileri bilgilendirmeli,
- Denetlendiğini bildiği ve güvendiği organize satış noktalarını tercih etmeli,
- Satın aldığı ürünleri uygun sıcaklıkta taşımalı, muhafaza etmeli ve mümkün olduğunca kısa süre içinde tüketmelidir.
Türkiye de et ve et ürünleri sanayi, canlı hayvan yetiştiriciliğinden nihai ürünün tüketimine kadar pek çok önemli sorunla karşı karşıyadır. Sanayide yaşanan bir çok soruna ilişkin kısa vadeli çözüm; sıklaştırılmış denetimler ve ağırlaştırılmış cezalar gibi görünmekle birlikte, halk sağlığı ve ulusal ekonomik çıkarlarımız açısından kırmızı et ve et ürünlerinin endüstriyel sorunlarının kökten çözümü için aşağıdaki yapısal reformlardan başka çıkar yol görülmemektedir :
- Kesik et ithalatı gibi sonradan faturasını ödeyeceğimiz kolaycı çözümler yerine, resmi ve akademik kurumlar, meslek odaları ve konunun ilgili tüm taraflarıyla birlikte, kapsamlı ve uzun vadeli, dışa bağımlı olmayan ulusal tarım, hayvancılık ve gıda politikası geliştirmesi ve yasal düzenlemelerin bir an önce tamamlanarak yürürlüğe sokulması,
- Üretici birliklerinin örgütlenmesinin teşvik edilmesi; bilimsel yöntemler ve dünyadaki teknolojik gelişmelere dayalı besicilik modellerinin uygulamaya sokulması,
- Yapısal sorunların temelini oluşturan ilkel kesimhane koşulları, yetersiz lojistik altyapı, kayıtdışı besicilik, kaçak kesim ve merdivenaltı işlenmiş ürün üretiminin hızla ortadan kaldırılmasına yönelik geniş önlemler alınması ve etkin şekilde uygulanması,
- Besicilikten satışa kadar tedarik zincirinin her aşamasında yetkin ve eğitimli teknik personelin istihdam edilmesini sağlayacak yasal düzenlemelere gidilmesi; bu çerçevede özellikle sorumlu teknik yöneticilik uygulamasının etkinleşmesinin sağlanması,
- Piyasa fiyatlarının spekülatif etkilere maruz kalmaması için canlı hayvan ve kesik et borsalarının çok daha işlevsel hale getirilmesi; bu çerçevede Et ve Balık Kurumu‘nun bağımsız bir birim olarak piyasayı kontrol ve düzenleyici bir rol oynayabilecek şekilde yeniden yapılandırılması ve güçlendirilmesi,
- Sektörel birliklerin endüstriyel sorunların çözümünde resmi, akademik kurumlar ve meslek örgütleriyle ortak çalışmalar yürüterek çok daha etkin bir rol oynaması ve otokontrol mekanizmaları oluşturması,
- Özellikle taze kırmızı ette markalaşma sürecinin teşvik edilmesi ve ambalajlanmış ürün tüketiminin özendirilmesi; izlenebilirlik konusunda gerekli teknik ve hukuki alt yapının yeniden düzenlenerek hayata geçirilmesi,
- Resmi ve akademik kurumların koordinasyonunda, meslek örgütleri, sektör temsilcileri ve medya organlarının halkımızın sürekli ve doğru bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesini sağlayacak ortak projeler geliştirmesi ve uygulaması gerekmektedir.
Görüleceği üzere, bu reformların uygulanması uzun vadeli bir yaklaşım ve çok boyutlu bir bakış açısı gerektirmekte, devletin görev ve sorumluluklarının öncülüğünde, toplumumuzun tüm kesimlerine görev ve sorumluluklar yüklemektedir.
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Marmara Bölge Şubesi olarak, halk sağlığının korunması ve gıda güvencesi ve güvenliğinin sağlanmasında, üzerimize düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmeye hazır olduğumuzu bildiririz.
Basına ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası
Marmara Bölge Şubesi