TMMOB
Gıda Mühendisleri Odası

16 EKİM DÜNYA GIDA GÜNÜ

MERKEZ
Yayına Giriş: 20.10.2006 Son Güncelleme: 20.10.2006

                                                                                                         

  

                                                                                                                                 20.10.2006

  

DÜNYA GIDA GÜNÜ 2006 SEMPOZYUMU

SONUÇ BİLDİRGESİ

  

Gıda Mühendisleri Odası, Kimya Mühendisleri Odası ve Ziraat Mühendisleri Odası tarafından her yıl 16 Ekim Dünya Gıda Günü etkinleri kapsamında ortaklaşa düzenlenmekte olan Dünya Gıda Günü Sempozyumu 13-14 Ekim 2006 tarihlerinde yüksek katılımla gerçekleştirilmiştir.

Dünya Gıda Günü için FAO tarafından bu yıla yönelik olarak "Gıda Güvencesi İçin Tarıma Yatırım" teması benimsenmiş ve düzenlemiş olduğumuz Sempozyumda konu Meslek Örgütü temsilcileri, Bilim Adamları ve konunun bütün taraflarıyla detaylıca tartışılmıştır.

Ülkemiz gıda güvencesinin teminat altına alınması ve geleceğimizin bağımsız ve onurlu bir ülke olarak korunabilmesi için ulusal politikaların neler olabileceği ve ekonomik, teknik ve hukuksal düzlemde yapılması gerekenler detayıyla konunun taraflarıyla masaya yatırılmıştır. Bu kapsamda tespit  edilmiştir ki;

•-   Tarım sektörü ve gıda sanayi, tüm ülkelerde olduğu gibi, ülkemizde de stratejik öneme sahip bir sektördür. "Tarladan sofraya gıda güvenliği‘‘ kavramı çerçevesinde, konu gerek üretici ve sanayici, gerekse tüketiciler açısından büyük önem taşımaktadır.

•-   Ulusal bağımsızlığımız ancak; Tarım sektörümüzün bütün unsurlarıyla sürdürülebilirliğinin sağlanması, biyoçeşitliliğimiz dahil doğal ve insan gücü kaynaklarımızın ülkemiz menfaati doğrultusunda kullanılarak gıda güvencemizin teminat altına alınması ile mümkündür,

•-   Ülkemiz tarımsal ve gıda politikalarının dışsal dayatmaların yönlendirmelerine bağlı olarak değil ulusumuzun ihtiyacına ve stratejik planlamalarımıza bağlı olarak planlanması ve uygulanması kaçınılmazdır.

•-   Tarım Sektörü; alt yapı sorunları, girdi maliyetlerinin yüksekliği ve tarıma verilen sübvansiyonların düşüklüğü nedenleriyle üretim maliyetlerinin yüksek olması sonucunda AB ile rekabet edebilecek seviyede değildir.  Bu koşullarda tarımsal ürünlerin AB ile serbest dolaşım kapsamı dahiline alınması, Türk tarımının geri dönülmez ölçüde tahribine yol açacaktır.

•-   Sürdürülmekte olan AB ve DTÖ süreci, tarım ve gıda sektörünün orta - uzun dönemdeki yapısı üzerinde temel belirleyici bir rol oynayacaktır. DTÖ sürecinde gelişmiş ülkelerce önerilen "liberalizasyon" süreci, eşit olmayanlar arasında adaletsiz bir rekabet ortamını hedeflemektedir. AB ise genişleme süreçlerine fon sağlamamakta, tarıma ve serbest dolaşıma kalıcı derogasyonlar getirerek, Türkiye‘yi kendi aşkın üretim kapasitesi için "pazar" haline getirmeye çalışmaktadır. Bu sonucun önüne geçebilmek için, gelişmiş ülkelerce yıllardır uygulandığı üzere, ülkemizde de altyapı sorunlarının çözümü ile üretim maliyetlerinin düşürülmesi için tarım sektörüne yılda en az 10 milyar dolar kaynak transferi zorunludur.

•-   Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından hazırlanmış olan ‘Ulusal Biyogüvenlik Yasa Taslağı‘, Odalarımızın;  GDO‘ ların insan, bitki ve hayvan sağlığına ve biyolojik çeşitliliğimize zarar vereceği, tarımda dışa bağımlılığa neden olacağı ve gıda güvencemizi tehdit edeceği yönündeki görüş ve çekinceleri dikkate alınarak yeniden düzenlenmelidir.

•-   Tohumculuk Yasa Tasarısı TBMM‘den geçtiği biçimle yayınlanmamalıdır. Böylesi bir yaklaşım,  ülke tohumculuğunu geri dönüşsüz bir biçimde tahrip etmekle kalmayıp gıda güvencemizi emperyalist inisiyatife terk etmek anlamına gelecektir.

•-   Gıda sanayimiz, çok sayıda küçük işletmenin var olması, tarımsal üretici veya işleyici örgütleri, tüketici örgütleri gibi sivil örgütlenme yetersizliği, kayıt dışılık nedeniyle izlenebilirliğin sağlanamaması, denetim mekanizmasının yetersizliği, yetki kargaşası ve nitelikli eleman eksikliği gibi birçok sıkıntı ile karşı karşıyadır.

 

 

 

 

 

•-   5179 sayılı yasanın yeniden düzenlenmesi ve 4‘lü paket olarak anılan "Gıda Kanunu", "Gıda Hijyeni ile Gıda ve Yemin Resmi Kontrolleri Kanunu", "Veteriner Hizmetleri Kanunu" ve "Yem Kanunu" taslaklarında; mesleki ve bireysel beklentiler aşılarak, ülkemiz gerçeklerine uygun ve gıda sanayimizin sorunlarını çözme odaklı, halkımızın nitelikli gıdaya yeterli ve uygun fiyat üzerinden erişmesini sağlayıcı düzenlemeler yapılmalı, Belediyeler ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı arasında yaratılan yetki kargaşası çözülmeli ve yetkiler tek elde toplanmalıdır. 

•-   Bakanlığın yeniden yapılandırılması çalışmalarında bütünsel bir yaklaşım sergilenmeli; 4lü paket ile uyum içerisinde olmalı ve multidisipliner yaklaşım birincil kaygı olmalıdır. Hazırlanan yasa, ülkemiz üretim dengelerini dikkate almalı, bitkisel üretim ve yarattığı sorunlar göz ardı edilmemelidir

•-   Tüketici, gıda konusunda doğru bilgilendirilmeli, Bakanlığın alt çalışma gruplarında tüketiciyi temsil eden sivil toplum örgütleri de yer almalıdır.

•-   Kayıt dışılık tüm yetkili kurumların işbirliği ile engellenmeli, gıda işletmelerinin tümü kayıt altına alınmalı, gıda denetimlerinde "Çiftlikten Sofraya Gıda Güvenliği" ilkesi hayata geçirilmelidir. 

•-   Gıda denetiminde yetkili Tarım ve Köyişleri Bakanlığı‘na, sorumluluğunu yürütebilecek düzeyde eleman alınmalı, denetim ve kontrole yönelik altyapı eksiklikleri giderilmelidir.

 

  

      R.Petek ATAMAN                     Hasan KÜÇÜK                              Gökhan GÜNAYDIN

Gıda Mühendisleri Odası            Kimya Mühendisleri Odası                   Ziraat Mühendisleri Odası

Yönetim Kurulu Başkanı            Yönetim Kurulu Başkanı                      Yönetim Kurulu Başkanı

 

Okunma Sayısı: 1626