21 MAYIS DÜNYA SÜT GÜNÜ 2018
HER YAŞTA GÜVENLİ VE SAĞLIKLI SÜT
Süt, doğanın tüm memeli hayvanlara doğumlarından sonra ilk olarak sunduğu; temel besin öğelerini yeterli ve dengeli bir şekilde bileşiminde bulunduran mucize bir gıda maddesidir. Yapısında; süt şekeri (laktoz), yağ, protein, kalsiyum başta olmak üzere mineral maddeler ve vitaminler olup, bunlardan bazıları doğada sadece sütte bulunabilmektedir.
Kalsiyumun ana kaynağı olan süt, içerdiği protein, vitamin ve minerallerle fiziksel ve zihinsel gelişimde büyük rol oynamaktadır. İnsanlar, sadece çocukluk çağında değil, yaşamın her evresinde sağlıklı bir yaşam sürmek için süt tüketmelidir. Sütü tüketmenin yaşı yoktur. Bebekler ilk altı ay sadece anne sütü ile beslenmelidir. Sağlık açısından her birey günde ortalama iki su bardağı süt içmeli, bunun yanında diğer süt ürünlerini de (peynir, yoğurt, kefir) tüketmelidir. İki bardak süt günlük B12 vitamini gereksiniminin %98ini, B2 vitamini gereksiniminin %88ini, B6 vitamini gereksiniminin % 26sını, kalsiyum ve fosfor gereksiniminin tümünü, magnezyum gereksiniminin %36sını karşılamaktadır.
Dünya üzerinde beslenme açısından büyük öneme sahip olan süt ve ürünlerinin tüketiminin artırılması amacıyla, Uluslararası Sütçülük Federasyonunun 1956 yılında aldığı kararla 21 Mayısın "Dünya Süt Günü" olarak kutlanılması kararlaştırılmıştır. Türkiye`de de 1991 yılından itibaren kutlanmaya başlanmış olmasına karşın, yıllık kişi başına düşen 24 litre süt tüketimi ile ülkemiz gelişmiş ülkelerin oldukça gerisindedir. Daha sağlıklı bir toplum için kişi başına tüketilen sağlıklı süt miktarı arttırılmalıdır.
Sokakta satılan sütler kayıt dışı olup satın alınmamalıdır. Ambalajsız olarak satılan bu sütlere, dayanma süresinin uzatılması amacıyla kimyasal maddeler katılabilmekte, yağı alınarak su ilave edilebilmekte veya değişik hileli işlemler uygulanabilmektedir. Bu sütler tüketiciye ulaşana kadar soğuk zincir sağlanamadığından mikroorganizma yükü artabilir. Sokaktan alınan çiğ süt evlerde kaynatıldığı için sütte vitamin kaybı, renk ve lezzet değişiklikleri olabileceği unutulmamalıdır.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca 27.04.2017 tarihli ve 30050 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren "Çiğ Sütün Arzına Dair Tebliği" ile çiğ sütün sağlıklı şekilde tüketiciye ulaştırılması yönünde önemli bir adım atılmıştır. Tebliğ, çiğ sütün kontrol altına alınmasına yönelik önemli bir adım olmakla birlikte sokak sütünün denetimsiz şekilde tüketicilere ulaşmasının önüne geçilmesi için denetimlerin etkin yapılması gereği de ortadadır. Çiğ sütün tüketicilere güvenli bir şekilde ulaşması sağlanana kadar, satın alınan her çiğ süt kayıt dışıdır ve sağlık riski taşımaktadır. Veba, kolera, tüberküloz, sıtma, tifo ve malta humması denetimsiz çiğ sütten geçen çok önemli hastalıklardır. Süt ve süt ürünlerindeki denetimler artırılmalı, sokak sütü ve kayıt dışı üretime izin verilmemelidir. Hem kalite, hem de verimlilik açısından daha faydalı olduğu bilinen Pastörize veya UHT (uzun ömürlü) süt tüketiminin yaygınlaşması için çaba gösterilmesi gereklidir.
Ülkemizde süt tüketimi ile ilgili en büyük sorunlardan biri bilgi kirliliğidir. Uzman olmadıkları halde yalan-yanlış bilgilerle kamuoyu yanlış yönlendirilmekte, tüketicilerin aklı karıştırılmaktadır. Bu tür yanlış, bilimsellikten uzak ve halk arasında infiale yol açacak kadar mesnetsiz iddiaları ortaya atanlara yurttaşlarımız itibar etmemelidir. Konuyla ilgili medyaya da büyük rol düşmektedir. Halkın doğru bilgilendirilmesi açısından sansasyonel iddialar ortaya atanlara karşılık konuyla ilgili bilimsel çalışmalar yürüten uzmanlara da yer vermelidir.
Böylesi önemli bir gıda maddesi üzerine felaket senaryoları yazmaya ve tüketiciyi kandırmaya kimsenin hakkı yoktur. Bireylerin her konuda olduğu gibi süt ile ilgili olarak da doğru ve güncel bilgilere sahip olma hakları vardır. Bizler, süt ve ürünlerinin tüketimini önermeye, üretimde sürdürülebilir ve güvenli mekanizmaların kurulmasını ve üreticinin hak ettiği refah seviyesine ulaşmasının sağlanmasını vurgulamaya devam edeceğiz. Süt ve ürünleri ile ilgili yanıltıcı ve hiçbir bilimsel dayanağı olmayan kampanyalara karşı durmaya devam edeceğiz.
Gıda Mühendisleri Odası olarak yapılması gerektiğini düşündüklerimiz şunlardır;
· Kaliteli süt üretimi için süt hayvancılığı ile uğraşan çiftçi ve köylüye verilen destekler artırılmalı, kırsal kalkınmaya önem verilmelidir,
· Okul sütü projesi uygulaması geliştirilerek devam etmeli, projeye yerel işletmelerin de dahil edilmesi sağlanmalıdır,
· Süt üreticilerinin bir araya gelmesini sağlayacak teşvikler oluşturulmalı, kooperatifler desteklenmelidir,
· Pastörize ve UHT (uzun ömürlü) süt üretiminin yaygınlaşması teşvik edilmelidir,
· Yerel yönetimler süt ile ilgili süreçlere dahil olmalı, sütün tüketiciye ulaştırılmasında etkili ve sonuca odaklı organizasyonlar planlamalıdır,
· Sütün çiftlikten sofraya olan sürecinin tamamının izlenebilirliği sağlanmalı, üreticilerin bu konudaki çalışmalar desteklenmelidir,
· Süt ve ürünlerindeki denetim artırılmalı, sokak sütü ve kayıt dışı üretime izin verilmemelidir,
· Gıda mühendislerinin teknik bilgisinden; üretimden-denetime her aşamada yararlanılmalıdır. Bu anlamda Gıda Mühendisleri Odası tarafından Bakanlığa önerilen "Yetkilendirilmiş Gıda Danışmanı" sistemi uygulamaya konulmalıdır,
· Tüketiciler üzerinde ciddi yanılgılara neden olan "bilgi kirliliği"nin önlenmesi konusunda, süt ve ürünleri alanında uzmanlaşmış meslek grupları ile işbirliğine gidilmeli, toplumu doğru şekilde bilgilendirme konusunda çaba sarf edilmelidir.
Güvenli süt ve ürünlerine ulaşmak bir insan hakkıdır.
Sağlıklı nesiller için sağlıklı ve bol süt için.
21 Mayıs Dünya Süt Günü Kutlu Olsun.
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası
İzmir Şube Yönetim Kurulu