7 GIDA MÜHENDİSLİĞİ KONGRESİ2426 KASIM 2011 SONUÇ BİLDİRGESİ
Odamız tarafından 24-26 Kasım 2011 tarihleri arasında Ankara‘da gerçekleştirilen 7. Gıda Mühendisliği Kongresi 3 gün boyunca yaklaşık 600 kişinin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Konunun tüm tarafları; kamu kurum ve kuruluşlarının yetkilileri, bilim insanları, sektör temsilcileri ve basın mensuplarının bir araya geldiği kongrenin sonuç bildirgesi aşağıda bilgilerinize sunulmaktadır.
Kongre boyunca değerli bilgi ve görüşlerini bizlerle paylaşan, tartışmalarla oturumları daha etkin hale getiren tüm katılımcılara teşekkürlerimizi sunuyor, 8. Gıda Mühendisliği Kongresi‘nde buluşmayı diliyoruz.
R.Petek ATAMAN
Kongre Başkanı
GIDA GÜVENLİĞİ İLE İLGİLİ TÜM KESİMLER ANKARA‘DA BULUŞTU
24-26 Kasım 7. Gıda Mühendisliği Kongresi
SONUÇ BİLDİRGESİ
• Güvenli, yeterli ve sürdürülebilir gıda arzı bir insanlık hakkıdır. Bu amaca ulaşılması için gereken politikalar gözden geçirilmeli; tarımsal üretimde ithalata bağımlı olmayan bir sistemin oluşturulması temel hedef olmalıdır.
• Çevre ve enerji politikaları; gıda güvenliği, sürdürülebilir gıda üretimi ve yeterli gıda arzı açısından son derece önemli konulardır. Geliştirilen politikalarda koordinasyonun sağlanması önemli görülmektedir.
• Basında; gıda ve sağlık ilişkisi konusunda tüketicileri yanıltan ve bilgi kirliliğine yol açan birçok yayın ve haber yer almaktadır. Konu uzmanı olmayan kişiler yoluyla yapılan bilgilendirmeler, tüketici algısını gerçek risklerden uzaklaştırmakta; kimi zaman da gıdaları ilaç gibi sunarak olumsuzluklara neden olmaktadırlar. Bu alanda giderek yaygınlaşan bilgi kirliliğinin önüne geçilmesi için ilgili tüm kurum ve kuruluşlar azami çaba sarf etmeli, bunun toplumsal bir sorumluluk olduğu unutulmamalıdır. Gıda güvenliği konusunun farklı boyutları ile ilgili görev yapmakta olan meslek disiplinlerinin bilgi paylaşımı ve ortak akıl oluşturma yönünde çalışma yapmaları temel ihtiyaçtır.
• Risk değerlendirmesinin şeffaf ve bilimsel temelde yürütülmesi için bağımsız bir Risk Değerlendirme Kurumu oluşturulmalıdır.
• Gıda denetimlerinin etkinliği sağlanmalı ve sonuçlar şeffaf ve izlenebilir biçimde paylaşılmalıdır. Bu amacın önünde var olan yapısal sorunlar aşılmalıdır.
• Gıda mevzuatı katılımcı bir anlayışla oluşturulmalı, paydaşların sürece katkıda bulunması sağlanmalıdır.
• Bakanlıkta genelde gıda denetçisi sayısı, özellikle de gıda mühendisi sayısı son derece yetersizdir. 5996 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi ile piyasa gözetimine yoğunluk verme ihtiyacı doğacağından, üstlenilen görevin gereğince yerine getirilmesi için yeterli gıda mühendisi istihdamı şarttır.
• "Sorumluluk gıda işletmecisindedir" yaklaşımı ile konu uzmanı olmadan üretim yapılmasına göz yummak insan sağlığı ile oynamaktır. Tüketicilere sunulmak üzere gıda üretmek bir uzmanlık alanıdır, konu uzmanlarının bu süreçte rol alması sağlanmalıdır.
• Kayıtdışı ülkemizin en önemli sorun alanlarından birini oluşturmaktadır. Kayıtdışı ile entegre bir mücadele sağlanmadan, gıda güvenliği sorunlarının çözülmesi mümkün değildir.
• Nanoteknoloji, soğuk plazma gibi geliştirilen yeni teknolojilerin gıda sanayisinde ticari olarak kullanımı öncesinde güvenilirlikleri mutlaka sorgulanmalı ve risk değerlendirme süreci tamamlanmalıdır. Ortaya çıkması muhtemel yeni gıda güvenliği sorunlarının zamanında ve etkin bir biçimde tespit edilerek önlenmesi ve denetimin yapılabilmesi amacıyla kamuda gecikmeksizin yeterli alt yapıyı oluşturulmalıdır.
• Üniversite ile sanayinin Ar-Ge alanında buluşması sağlanmalıdır.
• Son zamanlarda artan bir biçimde, neredeyse her ilde üniversiteler açılmakta, buna paralel olarak da gıda mühendisliği bölümleri açılmaktadır. Bu üniversitelerin önemli bir kısmında ikinci eğitimler de sürdürülmektedir. Gerekli alt yapı (laboratuvar, alet-ekipman), gerekli fiziki koşullar (derslikler, yurtlar vb) sağlanmadan, yeterli sayıda ve nitelikte öğretim üyesi kadrosu verilmeden açılan üniversiteler eğitim kalitesini olumsuz etkilemektedirler. Üniversite kontenjanları belirlenirken mezun olacak gıda mühendislerinin istihdam imkanları da değerlendirmeye alınmalıdır. Üniversitelerin yeni bölümleri açılmadan ve kontenjanlar arttırılmadan önce başta diğer üniversiteler ve mesleğin gerçek sahibi kamusal nitelikli meslek odaları olmak üzere ilgili tüm kurumların görüşleri alınmalıdır.