AKBELEN'E DOKUNMA GÖZALTILAR SERBEST BIRAKILSIN!!
Akbelen’de ağaç katliamını engellemeye çabalayan halkın üzerine polisi askeri, sürüyorlar. Yaşlı genç demeden zulmediyorlar. Halkı kana ve gözyaşına boğuyorlar. Ateşe verilen Cudi’de yanan ormanı söndürmeye gelen halka engel oluyorlar.
Ancak “yerli”, “yabancı” demeden tüm Türkiye halkları genciyle yaşlısıyla, kadını erkeğiyle el ele vermiş yangına ve orman katliamına karşı bir şeyler yapmaya çabalıyor. Her yerde halk var. Hangi dilden, hangi inançtan ve hangi kültürden olursa olsun, halk yaşama ve geleceğe sahip çıkıyor. Yanan ormanı söndürmeye, kesilen ağaçlara engel olmaya çabalıyor.
Ve seçimden yeni çıkmış iktidar bir kez daha halkla karşı karşıya…
Maden projesine karşı dört yıldır Akbelen Ormanı’nı savunmaya çalışan Muğla’nın İkizköy Mahallesi sakinleri, 24 Temmuz Pazartesi sabahı saat 05:00- 06:00 sularında jandarmanın ormana girmesiyle yeni güne uyandılar. Kolluk kuvvetleri, orman kesim ekibinin engellenmemesi için bölgede barikatlar kurmaya başladı. Bölge sakinlerinin alanda bu hukuka aykırı ve haksız kesim işlemi için alanda toplanmaya başlaması, Akbelen Ormanı davası avukatlarının ve doğa severlerin bölgeye intikal etmesiyle birlikte kolluk kuvvetlerinin sayısı alandaki kişilere oranla fazlasıyla arttığı gibi alanı bu haksız müdahaleye karşı korumak isteyenlere yönelik müdahaleleri de şiddetlendi.
Bölgeden bugüne dair yansıyan haber ve görüntülerde, kolluk kuvvetlerince haksız ve orantısız pek çok işlem ve müdahale uygulandığı anlaşılmaktadır. Hukuka aykırı bir şekilde ve ölçüsüz olarak uygulanan biber gazı ve tazyikli su müdahalesi bugüne dair basına en çok yansıyan görüntü olmuştur. Bunun yanı sıra, bölgede bulunan avukatların keyfi olarak gözaltına alınmış ve bir kısmı hâlâ gözaltında tutulmaktadır. Yine bölgeye gitmek isteyen doğa severlerin fiziken engellenmesi, bölgeye giden yollarda yıldırma amaçlı yapılan ve trafik akışının aksamasına yol açan kimlik kontrolleri ve sabahtan öğle saatlerine kadar ve kimi muhtelif zamanlarda telefon sinyallerinin engellenmesi diğer haksız müdahaleler olarak aktarılmaktadır.
Her geçen dakika bir ağaç yitip giderken Anayasamızın 169. maddesi gereğince ormanları korumak şeklinde aslî bir görevi bulunan devletin kolluk güçlerinin, devletin bu görevini yerine getirmek üzere ve vicdani bir sorumlulukla alanda bulunan vatandaşlara yönelik bu hukuka aykırı ve ölçüsüz müdahaleleri kabul edilemez. Hukuka aykırı her bir işlemin takipçisi olacağımızı buradan bildiriyoruz.
Küresel ısınma ve iklim krizinin yarattığı sıcaklıkla boğuştuğumuz bu günlerde gerek ülkemizde gerek komşu ülkeler ve dünyanın çok farklı noktalarında çıkan yangınlarla ormansızlaşma hızla sürerken Anayasa’ya ve kanunlara aykırı olarak yapılan bu kesim işlemi akabinde karşılaşacağımız sorunlarla yalnızca doğayı savunan bizler değil, devletin her bir kamu görevlisi de bir gün yüzleşmek zorunda kalacaktır. İkizköylülerin hepimiz için, tüm canlar için verdiği bu haklı mücadelede yanlarında olduğumuzu bir kez daha tüm kamuoyuyla paylaşıyoruz!
Akbelen’de asker cop sallıyor, TOMA tazyikli su sıkıyor. Yaşlı köylüler dövülüyor, yerde sürükleniyor. Gözünün içine gaz sıkıyorlar gerçeği görüntüleyen gazetecilerin. Halka yapılan düşmana yapılmaz!
Cudi’de yangını söndürmeye çalışanlara yapılan aynı şey… Cudi’de gerçeği çarpıtmak için “vatan millet, ezan bayrak” diyenler Akbelen’de “vatan topraklarını” kâra doymaz patronlara peşkeş çekiyor. Limak için yüz yıllık, yüz elli yıllık ağaçlara, asırlık doğaya kıyıyorlar. Cudi’de ormanı ateşe veriyorlar.
Günlerdir pek çok hukuka aykırı müdahalede bulunmuş olan kolluk güçlerine, Türk Ceza Kanunu 24. maddesi uyarınca, konusu suç teşkil eden emrin hiçbir surette yerine getirilemeyeceğini, aksi takdirde bundan sorumlu olacaklarını hatırlatıyoruz. Aynı zamanda, yarın kendileri ve belki gelecek kuşakları adına pişman olmamak için bu tutumlarından derhâl vazgeçmeye ve İkizköylülerin haklı mücadelesinin yanında olmaya davet ediyoruz! Cudi Yangınına müdahale edin ve halkın yangına müdahalelerine engel olmayın. Doğa katliamlarına karşı mücadele edenlere karşı yapılan gözaltılar derhal serbet bırakılsın.
Öyle görüyor ki artık tüm doğa katliamlarına karşı ayrımsız birlikte mücadele zamanıdır. İzmir emek ve demokrasi güçleri olarak bulunduğumuz her yerde tüm yurttaşları örgütlenmeye ve birlikte mücadeleye çağırıyoruz. Artık her yer Cudi her yer Akbelen her yer direniş.
İZMİR EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ