TMMOB
Gıda Mühendisleri Odası

ANKARA’DA ŞARBON HASTALIĞI VE KARANTİNA UYGULAMASI HAKKINDA ORTAK BASIN AÇIKLAMASI

ANKARA’DA ŞARBON HASTALIĞI VE KARANTİNA UYGULAMASI HAKKINDA ORTAK BASIN AÇIKLAMASI
MERKEZ
Yayına Giriş: 06.09.2018 Son Güncelleme: 06.09.2018

Türkiye`nin farklı bölgelerinde görülen şarbon hastalığına dair 6 Eylül 2018 tarihinde Odamız, Ankara Tabip Odası, Ankara Bölgesi Veteriner Hekimler Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Tarım-Orkam Sen yöneticileri Ankara Tabip Odası`nda bir araya gelerek ortaklaşa hazırladıkları açıklamayı basın ile paylaştı ve gelen soruları yanıtladı.

Düzenlenen basın açıklamasında Odamız adına Yönetim Kurulu Başkanımız Kemal Zeki Taydaş hazır bulundu. Basın toplantısı sırasında gelen soruları yanıtlayan Başkanımız, bu duruma tarım ve hayvancılık politikalarında yıllardır yapılagelmiş yanlışlar silsilesinin sebep olduğunu, tarım ve hayvancılıkta dışa bağımlılığa neden olan bu yanlış hayvancılık politikalarıyla canlı hayvan varlıklarımızı koruyamadığımızı, olanların da bağışıklamalarının yeterli yapılamadığını, koruyucu veteriner hekimlik hizmetlerinin gereği ve yeterince yapılamadığını, bunun sonrasında yaşanan zoonoz hastalıkların halk sağlığını tehdit eden ölümcül bir sürece sürüklediğini, kurban bayramında yeni çıkmış bir ülkenin insanlarının evlerindeki soğutucularında kurban etlerinin olduğunu, bu etlerin elde edildiği hayvanların kesim öncesi muayenelerinin yapılıp yapılmadığının sorgulanması gerektiğini, bir dizi  ihmaller sonrası gıda güvenliğinin tehdit altında olduğunu ifade etmiştir.

 

Başkanımız ayrıca 3 Eylül 2018 tarihinde Odamız tarafından yapılan basın açıklamasına atıfta bulunarak, orada da aktarıldığı gibi hayvan sürülerinin düzenli olarak veteriner hekim kontrolünden geçtiği, aşılama hizmetlerinin periyodik olarak yapıldığı ülkelerde şarbon hastalığına rastlanmasının çok ender olduğunu ancak uzunca süredir ülkemizde uygulanmakta olan dışa bağımlı Tarım ve Hayvancılık politikalarının ciddi gıda güvenliği sorunlarına neden olduğunu vurgulamış, ülkemizde şarbon hastalığını kontrol etmek ve tüketicilerin gıda güvenliğini sağlamaktan sorumlu kurumun Tarım ve Orman Bakanlığı olduğunu,  gerek hayvan sağlığı gerekse insan sağlığı açısından tehlike oluşturan diğer tehlike etkenleri gibi Şarbon mikrobunun da iyi işleyen ve kamusal bir gıda güvenliği sistemi ile kontrol edilmesi gerektiğini fakat maalesef bu sistemin ülkemizde artık zaaf içinde olduğunu ifade etmiştir.

Yaşanan şarbon salgınının bu sistemin altyapısını oluşturabilecek kamu kurumlarının, geçtiğimiz otuz yıl içinde ya özelleştirilerek ya da kapatılarak tasfiye edilmesine bağlayan Başkanımız, bu durumun da bu tasfiyenin olumsuz bir sonucu olarak karşımıza çıktığı tespitini yaparak, Tarım ve Orman Bakanlığı`nın ülkemize ithal edilen hayvanlarda yeterli ve gerekli hayvan sağlığı muayenelerini yapmadığının anlaşıldığını ifade etmiş ve bu sorumsuzluğun halk sağlığını tehlikeye attığını vurgulayarak şarbon konusunda ortaya çıkan ihmallerin bir numaralı sorumlusu olarak Tarım ve Orman Bakanlığı`nı işaret etmiştir.


Başkanımız, kamuoyunun bilgi edinme hakkı çerçevesinde, konunun muhatabı olan Tarım ve Orman Bakanlığı`nın kamuoyunda oluşan kaygıları gidermek için şarbon vakalarıyla ilgili olarak yaptığı çalışmaları kamuya açık kılması gerektiğini, örtbas etmeye çalışmaması gerektiğini ifade etmiştir.

 

 

Ortak Basın açıklaması aşağıda yer almaktadır.

 

 

 

 

ORTAK BASIN AÇIKLAMASI

ANKARA`DA ŞARBON HASTALIĞI VE KARANTİNA UYGULAMASI

06 Eylül 2018

Kurban Bayramı`nda satılmak üzere Türkiye‘nin Brezilya‘dan ithal ettiği 25.000 sığır Santos limanından Nada isimli gemiyle 17 günlük yolculuk sonrasında Mersin Limanı`na indirilmiştir. Hayvan hakları savunucuları ve Mersin`deki gazetecilerin ve siyasi parti temsilcilerinin öneri ve uyarılarına kulak tıkanmıştır. Bu gemi karantinaya alınmadan veya limanda oluşturulacak bir fiziksel mekanda muayeneleri ve bu inceleme sonrasında çiftliklere dağıtımları yapılması gerekirken, bu yapılmamıştır. Mersin Barosu suç duyurusunda bulunmasına rağmen işlem devam ettirilmiştir. TBMM`de verilen soru önergelerine yanıt verilmemiştir.

Bu büyükbaş hayvanlar, Brezilya`dan büyükbaş hayvan ithal eden Hijazi&Ghosheh Co. Ltd. Şirketi tarafından AHİBOZ ile GÜLALAN köyleri arasındaki KİPMAN şirketine ait, yeni kurulduğu anlaşılan tesis kiralanarak yediemine teslim etmiştir. Brezilya`dan ithal edilen 3959 büyükbaş hayvan Kurban Bayramı için bekletilirken ilk etapta 50 hayvanın ani ölümü nedeniyle Gölbaşı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü`ne bağlı resmi veteriner hekimler tarafından hayvanlardan alınan örneklerde şarbon hastalığı belirlenmiş, bölge karantinaya alınmıştır. Ankara Tabip Odası heyeti bölgeye giderek inceleme yapmış ve yetkililerle görüşmüştür. Ankara Bölgesi Veteriner Hekimleri Odası, olayın ortaya çıktığı andan itibaren İl ve İlçe Müdürlüğü yöneticileriyle iletişim kurarak süreç ve gelişmeler hakkında bilgi almıştır.

Bölgede yapılan incelemede, çiftlikte çalışan personelin ve Tarım ve Orman Bakanlığı yetkililerinin iş güvenliği önlemlerini aldıkları, kişisel koruyucu kıyafet giyindikleri ve yüksek güvenlikli maske kullandıkları gözlenmiştir. İlçe Tarım ve Orman Müdürü, İl Tarım ve Orman Md. Yardımcısı ve Koruma Şube Müdürü ile birlikte veteriner hekimlerin şarbon tespit edildiği günden bu yana kordon uygulaması başlattıkları ve ilgili mevzuat uyarınca önlem aldıkları, aşılamalara başladıkları anlaşılmıştır. Hayvanların toplama alanından 300 mt mesafede çalışma ortamı kurulduğu, hayvanlardan örnekler alınarak ileri moleküler tekniklerle analizler için resmi laboratuvara gönderildiği görülmüştür. Bölgeye 100 ton kadar kireç getirildiği, şarbon hastalığı tespit edilen hayvanların gömülerek kireçlendiği anlaşılmıştır. Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileriyle yapılan görüşmelerde yurt dışından ithal edilen hayvanların kontrolünün mevzuata uygun olarak 3 noktada gerçekleştiği, birinci noktanın gümrüklerde olduğu, hayvanların yurtdışından getirilişinde hastalığın kuluçka döneminde birinci kontrolde anlaşılmazsa bile, hayvanların çiftlikte tekrar muayenelerinin yapıldığı ve hastalığın da bu aşamada tespit edildiği anlaşılmıştır. Hayvanların kesim sonrası etlerinden alınan numunelerinin tekrar PCR analizine sokulduğu ve bu şekilde bir seri kesimde 2 hayvanda test sonucu pozitif olduğu için 10 karkas halindeki etin de imha edildiği belirtilmiştir. Hayvanlarda kullanılan aşının Etlik-Ankara`da bulunan Tarım ve Orman Bakanlığı Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü`nden yeterli miktarda temin edildiği öğrenilmiştir. Çiftlikten hayvan satışı bulunmamaktadır ve şarbonlu ürünlerin piyasaya çıkmaması temin edilmektedir.

Bugün kamuoyunda merak edilen bu Şarbon salgınını konunun uzmanlarıyla, meslek örgütleri ve sendikalarla bir basın ve kamuoyu bilgilendirmesi yapmak üzere düzenledik.

Bugün kamuoyunun öğrenmek istedikleri şunlardır:

  • Denetimler hangi aşamada aksamıştır?

  • Brezilya`da hayvanlar yüklenmeden önce kontrolleri niçin yapılmamıştır? 6 ay öncesine kadar hayvanların ithal edileceği ülkede Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından görevlendirilen resmi veteriner hekimler kontrol ve muayene yapmaktaydı; bu uygulama niçin kaldırıldı? Bu görev, niçin yetkisi olmayan ithalaçı firmaların insafına terk edildi?

  • Mersin Limanı`nda niçin fiziki mekanlar planlanmamıştır?

  • Mersin Limanı`nda 21 günlük koruyucu karantina uygulaması niçin yapılmamıştır?

  • Bu 25.000 büyükbaş hayvanın dağıtımı hangi bölgelere yapılmıştır?

  • Hastalığın çıktığı bölgelerde, özellikle akarsu rotaları boyunca şarbon sporlarının yayılmasını önlemek için hangi tedbirler alınmıştır?

  • Gelecekte başka bir risk ve sağlık tehdidiyle karşılaşmamamız için gıda güvenliğine yönelik önlemler alınacak mıdır?


Meslek örgütlerinin, sendikaların ve konuyla ilgili uzmanların görüş ve tespitleri, çözüm önerileri bulunmaktadır.

Kurban Bayramı döneminde yurt dışından getirilen çok sayıdaki hayvanın denetiminin de bu yoğunluk içerisinde aksatılması ve özellikle karantina süresi uygulanmadan hayvanların yurda sokulması temel neden olarak ortada durmaktadır. Gıda güvenliğinin sağlanmasında Veteriner Hekimler, Gıda Mühendisleri, Tıp Hekimleri, diğer sağlık çalışanları, çiftçilerimiz ve örgütleri tümü birlikte bu sorunun çözümünde ilgili bakanlıklar ve taşra teşkilatlarıyla işbirliğine hazırdır. Hastalık, halk sağlığı açısından tehlikeli olmakla beraber zamanında alınacak önlemler ve veteriner hekim denetiminde yapılacak kesimlerle risk önemli oranda azaltılabilmektedir. Bu olay tekrar göstermiştir ki bu ülkenin güçlü, hızlı hareket edebilen, bağımsız bir veteriner hekimlik teşkilatına gereksinimi vardır. Hayvan sağlığı hizmeti bir hekimlik hizmetidir ve hayvan sağlığı, hayvan varlığı ve gıda stratejik bir alandır. Tek sağlık konseptine uygun olarak sağlık personeli bir bütün olarak çalışmalı, özlük hakları konusunda da ayrımcılığa tabi tutulmamalı, bu alanda kilit meslek olan veteriner hekimlikte son zamanlarda yaşatılan etkisizleştirme hızla durdurulmalıdır. Resmi otoritenin daha güçlü ve etkin refleks gösterebilmesi için, Tarım ve Orman Bakanlığı`nda boş olarak bulunan veteriner hekim, Gıda Mühendisi ve Ziraat Mühendisi, tekniker ve teknisyen kadrolarına zaman zaman gündeme getirilen atamalar ivedilikle yapılmalıdır.

Yerli hayvan üretimini sekteye uğratacak şekilde yabancı hayvan ithalatına gümrükte "0" vergi uygulamalarında uluslararası tröstlere imtiyaz sağlayarak ülkemiz hayvan yetiştiricilerinin mağdur olmasına yol açılmaktadır. Bu durumda denetimler zayıflatılmakta ve şeffaf olmayan ticari ilişkiler artmaktadır.

Kurban Bayramı süresince yurdumuzda kesilen hayvan sayısı, bir yıl boyunca yapılan kesimin dörtte biri kadardır. Bu yoğunluk içinde yurdun her köşesinde kesim yapılmakta, pek çok noktada veteriner hekim muayenesi ve Gıda Mühendisliği kontrolleri yapılamamakta, toplum sağlığı ve hayvan refahına yönelik ihlaller ortaya çıkmaktadır. Kurban Bayramı süresince tüm kesimlerin Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından belirlenmiş noktalarda, denetim altında yapılması için gerekli düzenlemelere başlanmalı ve 2019 yılına yetiştirilmelidir.

Sonuç olarak, uygulanan neoliberal politikalardan sonra sağlık ocakları ve sahada görev yapan veteriner hekimler özellikle Kurban Bayramı öncesinde yoğun koruyucu hekimlik faaliyetleri yürütmekteydi. Hayvan ürünlerinin kaynağı yerli üretimdi. Kontrolleri bir hassasiyet içerisinde yapılırdı. Bugünkü sorunun temel nedenlerinden biri yerli hayvancılığı ithalatçı rejime kurban etmekse, diğeri koruyucu hekimliği ve sağlık memurlarını sahadan çekmiş olmamızdır. Kısaca "Neoliberal kapitalist politikalar bir Halk Sağlığı sorunudur".

Saygılarımızla kamuoyuna bildiririz.

Ankara Tabip Odası

Ankara Bölgesi Veteriner Hekimleri Odası

Gıda Mühendisleri Odası

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası

Tarım-Orkam Sen


 

 

Okunma Sayısı: 535