TMMOB
Gıda Mühendisleri Odası

CUMHURBAŞKANLIĞI GIDA POLİTİKALARI KURULU ÜYESİ PROF DR ZÜMRÜT BEGÜM ÖGELE İLETİLEN GIDA MÜHENDİSLERİNİN SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİNE DAİR BİLGİLENDİRME ÖNERİ VE GÖRÜŞLERİMİZ

MERKEZ
Yayına Giriş: 08.02.2019 Son Güncelleme: 08.02.2019

 

CUMHURBAŞKANLIĞI GIDA POLİTİKALARI KURULU ÜYESİ

PROF. DR. ZÜMRÜT BEGÜM ÖGEL`E İLETİLEN

GIDA MÜHENDİSLERİNİN SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİNE DAİR

BİLGİLENDİRME, ÖNERİ VE GÖRÜŞLERİMİZ

 

8 Şubat 2019

 

Ülkemizde birçok ilde eğitim vermekte olan Üniversitelerin Gıda Mühendisliği Bölümlerinden mezun olan mühendislerin; ülkemiz insanının ihtiyacı olan güvenilir gıdanın temini ve ülkemiz gıda sektörünün büyüyerek dünya piyasalarında da önemli bir yer edinilebilmesi açısından başta gıda üretimi olmak üzere, gıda kontrol ve denetiminde yeterli yer edinmeleri son derece işlevsel ve önemli görülmektedir. Ülkemizde gıda denetiminde yaşanacak bir yetersizliğin sektörde haksız rekabete ve halk sağlığı sorunlarına yol açacağı bilinmektedir.

 

Gıda güvenliğinin sağlanmasına, "çiftlikten sofraya" prensibi ile yaklaşıldığında vazgeçilmez olan üç meslek grubu görülmektedir. Gıda Mühendisleri, Ziraat Mühendisleri ve Veteriner Hekimler bu üç temel mesleği oluşturmaktadır.

 

Gıda güvenliği gündemde yoğun bir biçimde yer alırken, meslektaşlarımız kendilerini dışlanmış ve ayrımcılığa uğramış olarak hissetmekte, bunu da etkin bir biçimde Odamıza yansıtmaktadırlar.  Oda olarak, takipçisi olduğumuz konular arasından en temel ve öncelik arz eden üç sorun alanımız; kamuda istihdam, özel sektörde istihdam edilen meslektaşlarımızın sorunları ve üniversitelerde Gıda Mühendisliği Bölümlerinin sürekli artmasına bağlı olarak ortaya çıkan sorunlardır.

 

Kamuda İstihdam

 

Gıda Mühendisliği bu alandaki birlikte görev yaptığı diğer mesleklerle karşılaştırıldığında daha yeni olan bir meslek grubudur. "Gıda Mühendisi" unvanı ile ilk mezunlar 1979 yılında iş yaşamına girmişlerdir. Bu durumun bir yansıması olarak; Bakanlıkta uzun yıllar bu görev Ziraat Mühendisleri ve Veteriner Hekimler tarafından yürütülmüştür. Halen çoğunlukla bu alışkanlıkla düzenlenen görev paylaşımı, idari kadrolara atama ve istihdam politikalarında; Gıda Mühendisi ihtiyacı gerçekçi boyutu ile tespit edilememektedir.

 

Diğer yandan, tüm meslek gruplarında olduğu gibi meslek taassubu ile davranabilen idareciler olduğunu da vurgulamayı bir sorunun tespitine yardımcı olmak amacıyla görev olarak değerlendirmekteyiz.  Bunun sonucu olarak gıda mühendislerinin mağdur olmasının yanı sıra, gıda alanındaki politikaları belirleyen ve uygulayan tek yetkili kurum olarak Bakanlık, dört yıllık lisans eğitimlerinde sadece gıda alanında uzmanlaşmış olan Gıda Mühendislerinden yeterince yararlanamamaktadır.  

 

Tarlada ve ahırda danışmanlık görevi yapmak üzere, ücretleri kamu kaynaklarından ödenmek kaydıyla binlerce Ziraat Mühendisi ve Veteriner Hekim "tarım danışmanı" olarak istihdam edilmiş, 4-B kapsamında çalışanların kadroya geçirilmesi aşamasında da kadrolu çalışanlara dönüştürülmüşlerdir. Bu durum kamudaki istihdamda; zaten gıda mühendisleri yönünden düşük olan oranın, daha ağırlıkla gıda mühendisleri aleyhine dönmesine neden olmuştur.

 

AB uyum hedefiyle 5996 Sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu çıkartılmıştır. İlgili Kanun`da yer alan 1 ve 2 No`lu ekler vasıtasıyla Gıda Mühendisliği meslek alanlarına bazı kısıtlamalar getirilmiştir. Oysa bunların bir kısmı AB`de olmayan kısıtlamalardır.

 

Tüm mühendislerin kamuda istihdam edilmesi gibi bir talebimiz hiçbir zaman olmamıştır. Bunun gerçekçi olmadığının bilincindeyiz, ancak şu anda var olan manzara gıda mühendisi sayısının son derece yetersiz olduğunu göstermektedir. Gıda Mühendisleri ülkenin dört bir yanında açıklanacak kadroların sayısını ve dağılımını beklemektedir.

 

 

 

 

Özel Sektörde İstihdam

 

1995 yılından itibaren mevzuatta yer alan ve uygulanmakta olan  ‘Sorumlu Yöneticilik` uygulaması 2010 yılında 5996 sayılı kanunla kaldırılmış; motor gücü 30 BG ve çalışanı 10 adedin altında olan bazı gıda işletmelerinde uzman personel istihdam zorunluluğu kaldırılarak güvenilir gıda arzı işletmeci sorumluluğuna bırakılmıştır.

 

Tüketicilere doğrudan yiyecek içecek hizmeti vermekte olan oteller, moteller, restoranlar gibi işyerleri; çok sayıda tüketiciye hizmet vermesi ve bu nedenle de yüksek miktarlarda ve çok çeşitli hammaddenin işlenmesi, özellikle turizm bölgelerinde sadece yerli değil yabancı turistlere hizmet vermesi ve sunulan hizmetin nitelikleri (açık büfe hizmetler, stant sunumları, özellikle turizm bölgelerindeki iklimsel dezavantajlar ve alkollü içeceklerin tüketimi vs.) sebebi ile gıda güvenliği açısından sıkı kontrol altında tutulması gereken işletmeler arasında yer almaktadır. Bundan dolayı, söz konusu işletmelerin Ek-1`de yer alan "Yukarıda sayılan gıda iş kollarının dışında, 30 beygir üzeri motor gücü bulunan veya toplam 10 kişiden fazla personel çalıştıran gıda iş yerleri" kapsamında değerlendirilerek, bu işletmelerde işin nevine göre lisans düzeyinde eğitim almış uygun personelin istihdam edilmelidir.

 

Ayrıca okullar, yurtlar, hastaneler gibi toplu yemek tüketiminin söz konusu olduğu yerlerde de gıda güvenliği ve denetiminin sağlanması amacıyla uzmanlık konusu gıda üretimi olan gıda mühendislerinin de görev tanımlarının yapılarak istihdam edilmelidir.

 

Özellikle küçük işletmelerde farkındalığın ve bilinç düzeyinin çok düşük olması, en iyi niyetle gerçekleştirilen üretimlerde dahi sağlık risklerine neden olabilmektedir. Küçük ölçekli işletmelerin ekonomik baskılar nedeniyle ciddi tehdit altında olduğu da bilinen bir gerçektir. Mali açıdan yeterli olamayan bu işletmeler; devamlılıklarını sürdürebilmek için kendi başlarına mücadele vererek en az sayıda çalışanla faaliyetlerini yürütmeye çalışan işletmeler, "konu uzmanı çalıştırılması" nın bir fırsat alanı olduğunu bilseler dahi, istihdam yükü altında ezilmeleri nedeniyle bu yükün azaltılması için kamudan destek beklemektedirler.

 

Odamız tarafından hazırlanarak, 2012 yılında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı`na iletilen "Yetkilendirilmiş Gıda Danışmanlığı Sistemi Projesi" ile;

 

  • 30 BG ve 10 çalışan altındaki tüm gıda işletmelerinde eksiksiz bir biçimde gıda bilimi konusunda en az lisans düzeyinde eğitimli gıda danışmanı gözetiminde üretim yapılması; gıda danışmanının birden fazla işletmeye danışmanlık yapabilmesi ve çalışma saatlerinin esnek ancak haftalık belli bir süreyi kapsayacak şekilde belirlenmesi,
  • "Yetkilendirilmiş Gıda Danışman"larının kamu adına çalışması ve gıda güvenliği gereksinimlerinin tüm üretim sürecinde yerine getirildiğinin gözetimini gerçekleştirmesi,
  • Yetkilendirilmiş Gıda Danışmanlarının Bakanlığa sistematik olarak rapor sunması,
  • Hizmetinin karşılığı olan ücret ve sosyal güvenlik primlerinin ise Bakanlık bütçesine konulacak ödenekten veya işletmelerin belli bir oranda katkı sağlanmasıyla karşılanması

hedeflenmiştir.

 

Bu proje; özellikle küçük işletmelerde, bu personelin istihdam yükünü hafifleterek ücretlerinin kamudan bütçelendirilmesini öngörmektedir ve mevzuata uygun üretimde yardımcı olan ve gıda güvenliğini risklerinin oluşmasını önlemede önemli görev üstlenen istihdamı zorunlu personel"in küçük işletme niteliğindeki gıda işletmelerinde çalıştırılmasının güvence altına alınmasını sağlamayı hedeflemektedir. Ancak, bu proje, uzun yıllardır Bakanlık tarafından dikkate alınmamakta, bu konuda herhangi bir çalışma da yapılmamaktadır.

 

Sektörde çalışan meslektaşlarımız, hak ettiği ücreti alamamakta ve hakları yeterince korunamamaktadır.

 

Gıda Mühendisliği Eğitimi

 

Ülkemizde birçok meslek grubunda olduğu gibi; Gıda Mühendislerinde de işsizlik sorunu önemli bir yer işgal etmektedir. Gelinen bu noktada şüphesiz birçok etmen vardır ancak bu etmenlerin başında, neredeyse her ilde açılan üniversiteler ve ülke çapında sayıları hızla artan ve eğitim olanakları/Öğretim elemanları sayısı açısından ve bunların kaçınılmaz sonucu olarak eğitim kalitesi yetersiz olan Gıda Mühendisliği Bölümleri gelmektedir.

 

Gıda Mühendisliği eğitimi veren bölüm sayısı ve kontenjanları ülke gereksinimlerinin üzerindedir. Yeni bölümlerin açılmasında ihtiyaca yönelik bir araştırma yapılmadığı gibi; açılan bölümlerin kontenjan artırımlarında da ilgili bölümlerin görüşleri dikkate alınmamaktadır. Bu süreç, Gıda Mühendisliği eğitimi kalitesini olumsuz yönde etkilemekte, işsiz Gıda Mühendislerinin sayısının artmasına yol açmakta ve rekabet nedeniyle alınan ücretlerin düşmesine neden olmaktadır.

 

Özetle;

 

  • Kamuda istihdam politikaları, gıda üretim sürecinde ihtiyaç duyulan ilgili tüm meslekleri hakkaniyetle kapsayacak şekilde planlanmalı, gıda profesyonellerinin asıl meslek alanlarında çalışmasını sağlayacak politikaların uygulanması ile bu alanda yapılmakta olan haksızlıklar giderilmelidir. İstihdam politikaları katılımcı bir anlayışla oluşturulmalı, konu ile ilgili meslek kuruluşlarının sürece katkıda bulunması sağlanmalıdır. Bakanlıkta, başta gıda mühendisleri olmak üzere sayıca son derece yetersiz olan gıda denetçilerinde yeterli sayıda istihdamı sağlanmalıdır.

 

  • "Sorumluluk gıda işletmecisindedir" yaklaşımı ile kendi başına bırakılan küçük işletmelerde "Gıda Danışmanlığı Sistemi" bir an önce hayata geçirilmelidir. Konu uzmanı olmadan üretim yapılmasına göz yummak insan sağlığı ile oynamaktır.  Üstelik bu proje ile küçük işletmelerin istihdam yükü kaldırılmış olacaktır.

 

  • Tüm mesleklerde az veya çok olduğu gibi; gıda mühendislerinin eğitim politikaları ve programları ile ilgili sorunlar mevcuttur. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir uygulama ile neredeyse her ilde üniversiteler açılmakta, buna paralel olarak gıda mühendisliği bölümleri ve kontenjanları gün geçtikçe artmaktadır. Üstelik, bu üniversitelerin bir çoğunda gerekli alt yapı (laboratuvar, alet-ekipman), gerekli fiziki koşullar (derslikler, yurtlar, yemekhaneler vb) olmadığı gibi, yeterli sayıda ve nitelikte öğretim üyesi kadrosu da bulunmamaktadır. Sorunun çözümüne yönelik adımlar hızla atılmalıdır.  Üniversitelerin yeni bölümleri açılmadan ve kontenjanlar arttırılmadan önce başta diğer üniversiteler ve mesleğin gerçek sahibi kamusal nitelikli meslek odaları olmak üzere ilgili tüm kurumların görüşleri alınmalıdır.

 

  • Gıda sektöründe görev yapan meslek mensuplarının görevlerini gereği gibi yapmaları için iş koşullarının takibi ve mesleki denetimin sağlanması son derece önemlidir. Gıda güvenliğinin sağlanması için görev yapan meslek mensuplarının hak ettikleri ücretleri almaları sağlanmalı, sosyal güvencelerinin takibi ve mesleki denetimleri yapılmalıdır. Bunu yapabilecek kurumlar, çalışan meslektaşlarını belgelendiren, haklarını takip eden ve denetleyen Meslek Odalarının görevlerini gereği gibi yerine getirmeleri sağlanmalıdır.

 

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası

 

YETKİLENDİRİLMİŞ GIDA DANIŞMANLIĞI SİSTEMİ ÖNERİSİ

 

Gerekçe

 

Toplum sağlığının korunması ve geliştirilmesi; diğer koruyucu hekimlik uygulamalarının yanı sıra ve öncelikli olarak Gıda Güvenliğinin sağlanması ile mümkün olabilecektir.

 

Gıdanın birincil üretimden başlamak üzere tüketim anına kadar niteliklerini kaybetmemesi ve tüketimi sonucunda kısa veya uzun vadeli sağlık risklerine neden olmaması kamu idaresinin başlıca görevleri arasında değerlendirilmektedir.

 

Üretilmiş olan tarım ürünlerinin tüketime hazır hale getirilmesi, ekonomik olarak değer kazanması, ülke içi ve ülkeler arası ticarete etkili ölçüde konu edilebilmesi ve sayılabilecek diğer yararları sağlaması ile gıda sanayinin toplumsal alandaki önemi yadsınamaz ölçüdedir. Gıda sektörünün doğru, bilimsel, teknolojik gelişmeler ışığında gelişiminin sağlanması ise gıda ile ilgili en az lisans düzeyinde eğitime dayalı olarak sağlanacak olan teknik destek ile mümkün olacaktır.

 

Birçok ülkede olduğu gibi Ülkemizde de gerek birincil üretim safhasında ve gerekse taşınma, depolanma, sanayi ve tüketime sunum aşamalarında gıdanın maruz kalabileceği olumsuz koşul ve uygulamaların asgari seviyede tutulmasının sağlanması, kamu adına kontrol yetki ve sorumluluk sahibi kurum ve kuruluşlara aittir.

 

2010 yılında çıkarılan 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem kanunu ile gıda sanayinde mühendis istihdamı istisna düzeyine geriletilmiştir.

 

Uygun üretim tekniğinin uygulanmasının gıda güvenliği için önemi ölçüsünde gıda sanayinde uzman istihdamı devlet tarafından teşvik edilmelidir. Üretimde mühendis varlığının gerek verimlilik ve gerekse sağlıklı gıda tüketimine katkısı tartışılmazdır.

 

Ölçeğine bakılmaksızın gıda işletmelerinin, güvenilirlik talebine cevap verebilmesi için modernizasyon/adaptasyon gereklidir. Ayrıca, 5996 Sayılı Kanun ve yönetmelikleri gereği tüm işletmelerin HACCP sistemini kurmaları ve gereğince uygulamaları gerekmektedir. Tüm bu işlemlerin yürütülmesinde gıda konusunda eğitim almış bir uzmana ihtiyaç vardır.

 

Tarım ve Orman Bakanlığı`nın 2018 yılı Aralık ayı verilerine göre İşletme Onay/Şartlı Onay Belgesi alan işletme sayısı 12.580, kayıt altına alınmış gıda üretim işletme sayısı 74.508, gıda satış yeri sayısı 316.421, toplu tüketim yeri sayısı 271.008 olmak üzere toplam 661.937 adettir. Kayıt ve Onay kapsamında toplam 674.517 gıda işletmesi bulunmaktadır. Henüz kayıt veya onay işlemi uygulanmayan çok sayıda işletmenin varlığı düşünüldüğünde ülkemizde mevcut gıda işletme sayısının 1.000.000`un üzerinde olduğu tahmin edilmektedir.

 

Gıda sektöründe faaliyet gösteren büyük ölçekli işletmeler, güçlü sermaye yapıları ve yüksek pazar payları ile kendi uzman kadrolarını oluşturabilmekte ve bu yapılarını sürdürülebilmektedirler. Ülkemizde gıda işletmelerinin sayıca çoğunluğunu oluşturan küçük ve orta ölçekli işletmelerde (KOBİ) ise durum farklılaşmakta, zayıf finansal ve teknik alt yapıya sahip olan birçok küçük ve orta ölçekli işletmede, gıda güvenliğini ciddi düzeyde riske edebilen sonuçlar ortaya çıkabilmektedir.

 

5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununun 22 nci maddesinin (7) nci fıkrasına istinaden Ek-1`de yer alan çizelgede, 30 beygir motor gücü bulunan veya 10 kişiden fazla personel çalıştıran iş yerleri ile faaliyet konusu itibarı ile istisnai birkaç işletme türü dışında gıda ve yem işletmelerinde konuyla ilgili lisans eğitimi almış bir personel çalıştırma zorunluluğu bulunmamaktadır. Hastalık ve bozulma riskinin yüksek olduğu süt ve süt ürünleri işleyen işyerleri de bu kapsam dahilindedir.

 

Odamız kayıtlarına bakıldığında, Kanun gereği istihdamı zorunlu personel çalıştırma kapsamında olmayan boyuttaki işletmelerin toplam gıda işletmelerinin yaklaşık yüzde 75-80`ini oluşturduğu tahmin edilmektedir.

 

Gıdaların bir uzman varlığında üretilmesi, farkındalığın son derece düşük olduğu sektörde gıda katkı maddelerinin usulüne uygun olarak kullanımı, hijyen ve taklit-tağşiş gibi birçok konuda önemli sorunları olan ülkemiz açısından bir ihtiyaç olarak görülmektedir.

 

Ülkemizde 1979 yılından bu yana gıda mühendisliği alanında lisans düzeyinde eğitimli mühendisler yetiştirilmektedir.

 

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı birincil üretime yönelik bazı projeler üretmekte ve uygulamaktadır. Bu çerçevede, "Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetleri" projesi geliştirilmiş ve uygulamaya konulmuştur. Söz konusu proje ile uygulamada görülen bazı aksaklıklar bir yana yararlı sonuçlar elde edildiği gözlenmektedir.

 

 

 

YENİ BİR SİSTEM ÖNERİSİ: "YETKİLENDİRİLMİŞ GIDA DANIŞMANLIĞI"

 

Gıda işletmelerinin öncelikli sorumluluğu güvenilir gıda arzını sağlamaktır. Bu sorumluluğun gereğinin yerine getirilmesinde kamu yararının gözetilmesi ve gerçekleştirilmesinin kontrol edilerek sağlanması ise yukarıda değinildiği gibi kamu otoritesine aittir. 

 

Tarım Danışmanlığı uygulamasında olduğu gibi Bakanlık tarafından, KOBİ niteliğindeki gıda işletmelerine yönelik olarak, Yetkilendirilmiş Gıda Danışmanlığı Sistemi`nin geliştirilerek uygulamaya konulmasıyla bu işletmelerden kaynaklanan sorunların çözümü doğrultusunda etkili bir adım atılmış olacaktır.

 

Geliştirilecek bu proje ile;

  • 30 BG ve 10 çalışan altındaki tüm gıda işletmelerinde eksiksiz bir biçimde gıda bilimi konusunda en az lisans düzeyinde eğitimli gıda danışmanı gözetiminde üretim yapılması; gıda danışmanının birden fazla işletmeye danışmanlık yapabilmesi ve çalışma saatlerinin esnek ancak haftalık belli bir süreyi kapsayacak şekilde belirlenmesi,
  • "Yetkilendirilmiş Gıda Danışmanları"nın kamu adına çalışması ve gıda güvenliği gereksinimlerinin tüm üretim sürecinde yerine getirildiğinin gözetimini gerçekleştirmesi,
  • Yetkilendirilmiş Gıda Danışmanlarının Bakanlığa sistematik olarak rapor sunması,
  • Hizmetinin karşılığı olan ücret ve sosyal güvenlik primlerinin ise Bakanlık bütçesinde ayrılacak ödenekten karşılanması

hedeflenmiştir.

Danışmanlık hizmet bedellerine ilişkin düzenlemede;

 a) İşletmelerin;

  • Hizmetten faydalanacak işletmelerden belli bir oranda katkı sağlanması,
  • İşletmelerin kendi paylarına düşen hizmet bedelini Bakanlık hesabına yatırması,

  b) Gıda danışmanlarının;

  • Bakanlıkça uygun görülen ve meslek Odalarının da sorumluluğuna giren şekilde danışmanlık eğitimi alması ve verilecek hizmette devlete karşı sorumlu olması

öngörülmektedir.  

 

Planlanan bu proje kapsamındaki hedeflerin gerçekleştirilmesi ile danışmanlar; gördükleri aksaklıkları daha objektif ve iş güvencesi endişesi yaşamadan işletme sahipleriyle paylaşabilecek, uyarılarını dikkate almayanlar hakkında işlem yapılması için Bakanlığa gerekli bildirimde bulunabileceklerdir.

 

Bu proje kapsamında ayrıca, danışmanlık hizmeti vereceklerin nitelikleri ve ücretleri meslek Odalarından görüş alınarak belirlenebilecek ve bu kişiler yine Odalar aracılığıyla izlenebilecektir. İşletme bazında alınacak hizmet bedellerinin saptanmasında ise esnek bir yapı oluşturulabilecektir.

 

Bu sistem 5996 sayılı Kanunla getirilen, gıda denetimleri karşılığı işletmelerden ücret alınması hükmüne uygun biçimde düzenlenebilecektir.

 

Bu projenin kademeli olarak uygulamaya geçirilmesi önerilmektedir. Bakanlığın kayıtlarından hareketle, her bir ildeki mevcut işletme sayısı ve büyüklüğü de dikkate alınarak danışman sayısı ayrıca çalıştırılacak gıda danışmanlarının maliyeti ile işletmelerin sisteme katkıları genel bütçe ve fon olanakları ölçüsünde belirlenebilecektir.

 

Sistemin, orta vadede hammaddeden en verimli şekilde son ürün elde edilmesi ile kaynak israfı önlenerek işletmelere ekonomik katkı sağlayacağı, diğer yandan üretilmiş olan tarımsal değerin amacına uygun kullanımı ve daha az sağlık problemleri ve dolayısıyla daha az sağlık harcaması sonucu genel bütçeye katkı ve toplum refahındaki artış gibi olumlu çıktıları olacağı öngörülmektedir.

 

Görevlendirilecek olan gıda danışmanlarının takibini yapmak üzere Odalarla işbirliği içerisinde, Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü`nün ilgili biriminin çalışmasının olumlu sonuçlar elde edilmesi bakımından yararlı olacağı değerlendirilmektedir.

 

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası

Okunma Sayısı: 980