DAYANIŞMA GÜNÜ KUTLANDI
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu tarafından düzenlenen yürüyüş Konak YKM önünden başlayıp Konak Eski Sümerbank önünde sona erdi. Yürüyüş sonunda basın açıklamasını TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Ferdan ÇİFTÇİ okudu. Ferdan ÇİFTÇİ, mimar, mühendis ve şehir plancılarının, 19 Eylül 1979`u tarihe not düştüklerini ve 19 Eylülün "o büyük günü mücadele ve dayanışma ile özdeşleşmiş anlamını bugünün mücadelesi üzerinden geleceğe taşımak için TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü olarak kutlandığını" ifade ederken, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
"1979 Türkiye‘sinde bir yandan pahalılığın, işsizliğin ve açlığın diğer yandan da baskıların, kıyımların ve faşist katliamların kol gezdiği koşullarda TMMOB, tüm mimar ve mühendisleri bir günlük iş bırakma eylemine çağırmıştı.
TMMOB‘nin ‘bir günlük iş bırakma eylemi` çağrısını, grevli-toplu sözleşmeli sendikal haklara sahip olmadıklarından ücretleri tek taraflı ve çok düşük düzeyde belirlenen; işsizliğe, geçim sıkıntısına mahkûm edilen; emekçi halkımızın çıkarlarını savunduğu için baskılara, kıyımlara ve saldırılara uğrayan mühendis ve mimarlar, büyük bir inanç ve tam bir kararlılık içerisinde işyerlerinde uyguladılar.
19 Eylül 1979 Çarşamba günü, 49 il ve 443 işyerinde mühendis ve mimarların yanı sıra; işçi, teknik eleman, memur, sağlık görevlisi vb. çalışanların da aralarında yer aldığı 100 bini aşkın çalışanın aktif olarak katıldığı eyleme teknik eğitim gören öğrenciler de destek verdi. Eylem aynı zamanda çalışanların ortak mücadelesi açısından da bir örnek oluşturdu.
19 Eylül‘ün anlamı TMMOB‘nin tarihsel sürekliliği içerisinde karakterini aldığı mücadele süreçlerinde gelişmiştir. İşte böylesi bir mücadele gününü "Mimar, Mühendis ve Şehir Plancılarının Dayanışma Günü" olarak ilan etmenin ve kutlamanın, onurunu ve coşkusunu yaşıyoruz.
32 yıl sonra TMMOB Türkiye‘nin her yerinden sesleniyor:
Selam olsun Teoman ÖZTÜRK‘e ve arkadaşlarına.
Selam olsun 19 Eylül‘ü yaratanlara
Selam olsun bugün de 19 Eylül anlayışının sürdürücülerine.
TMMOB; bugünü geçmişteki bağlamlarından kopararak yorumlamaya dayalı görüşlerin aksine, geleceğin ancak geçmişin ayak izlerinden bugüne ve yarına uzanan diyalektik bir yol üzerinden gidilerek kazanılacağının bilincindedir. Bugün yaşadığımız bütün olumsuzlukların nasıl ki geçmişteki iktidarlar ve uygulanan politikalar ile bir bağlantısı varsa, bu olumsuzlukların aşılması noktasında gösterilecek çaba ve direncin de geçmişteki mücadele çizgimizle doğrudan bağlantısı vardır.
Bu bağlamda, 19 Eylül 2011‘i TMMOB‘ye yönelik geliştirilen saldırı dalgasına karşı omuz omuza direnmenin bir çağrısı olarak ‘Mesleğimize ve Örgütümüzü Sahip Çıkıyoruz` şiarıyla kutluyoruz.
Ülkemizin son 30 yılı emperyalizmin tahakkümü altında yeni bir sömürü düzeninin kademeli olarak inşa edilmesi süreci olarak şekillenmiştir. Özal ile başlayan özelleştirme ve piyasalaştırma süreçleri kesintisiz olarak günümüze kadar uygulanarak ve ‘devlet, planlama, kontrol, düzenleme‘ kavramlarına savaş açılarak piyasacı düzenin alt yapısı inşa edilmiştir. Dünya Ticaret Örgütü anlaşmalarından biri olan Hizmet Ticareti Genel Anlaşması (GATS) ile mühendislik hizmetleri dahil enerjiden suya, sağlıktan eğitime, sosyal güvenlikten ulaşıma kadar tüm toplumsal hizmetler uluslararası ticarete açılmıştır. AKP İktidarı döneminde, emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerinin istekleri doğrultusunda ekonomik sosyal yaşam, kamu idari yapısı, personel rejimi ve emek süreçleri neoliberal politikalar temelinde yeniden düzenlenmiş, bu yönde birçok yasa çıkarılmış, mevzuat baştanbaşa değiştirilmiştir. Doğrudan yabancı yatırımlar, iş yasaları, işçi sağlığı ve iş güvenliği, yerel yönetimler, tarım, gıda, yapı, enerji, çevre ve kırsal çevre, Ar-Ge, kamu ihaleleri düzenlemeleri bunlardan yalnızca bazılarıdır.
AKP İktidarı emperyalizme bağımlılık temelinde gelişen bu inşa sürecinin bugünkü aktörü olarak görevini sürdürmektedir. AKP, ekonomik alanı neoliberal politikalarla, toplumsal alanı da cemaat-tarikat ağları ile kuşatma altına almıştır. Öte yandan yıllardır onlarca canımıza mal olan ve çözüm bekleyen Kürt sorunu tam anlamıyla işin içinden çıkılmaz bir hale getirilmiştir.
AKP, bu sürece karşı gelişen bütün muhalefeti baskı ve zor kullanarak etkisizleştirmeye, yok etmeye çalışmaktadır. Dereler özgür aksın diyenlerden basılmamış kitaplara, parasız eğitim isteyen öğrencilerden sendika isteyen işçilere, emekçilere ve kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olan örgütümüz TMMOB‘ye kadar her kesim ciddi bir saldırıya maruz kalmaktadır.
Örgütümüz TMMOB de, AKP‘nin ‘ustalık dönemi`ne denk getirdiği büyük bir saldırı altındadır. Çünkü TMMOB kolay lokma değildir, bir çırpıda yıkılacak ve teslim olacak bir örgüt değildir, AKP‘lileşmeyi kabul edecek bir örgüt değildir, sömürüye, baskıya ve zulme sessiz kalacak bir örgüt değildir, tek başına dahi kalsa "kral çıplak" demekten asla vazgeçecek bir örgüt değildir.
Seçimlerden önce Meclis‘ten geçirilen yetki kanununa dayanarak alelacele ve ardı ardına yayınladığı kanun hükmünde kararnameler de göstermiştir ki, AKP tam gaz yoluna devam etmektedir. Kamu yönetimi, piyasanın ihtiyaçlarına ve AKP İktidarının başkanlık sistemi heveslerine göre yeniden dizayn edilmektedir.
AKP, şimdi de TMMOB‘yi yeniden yapılandırıp işlevsizleştirmeye ve yok etmeye çalışmaktadır. AKP İktidarı KHK ile kurduğu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde oluşturduğu Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü ile mesleğimizi ve örgütümüz TMMOB‘yi hedef almıştır. Çünkü TMMOB; çevreyi tahrip eden, kentlerimizi, kıyılarımızı, ormanlarımızı yağmalayan, kamusal değerlerimizi sermayeye peşkeş çeken anlayışın önünde bir engeldir. Çünkü TMMOB öznesinde insanın olduğu bir mesleğin uygulayıcıların örgütüdür, insan haklarından yana, barışı savunan ve bunun için gereğini yapan bir meslek örgütüdür.
Eğer AKP, TMMOB‘ye karşı savaş açmışsa çok iyi bilmelidir ki; bizler mimar, mühendis ve şehir plancıları olarak aklın ve bilimin devrimci özünde cephemizi almış bulunuyoruz.
19 Eylül‘ün tarihsel anlamıyla herkesin huzurunda, ortak kurtuluşumuzun yegâne güzergâhı olan bu sokaklardan ve Türkiye‘nin her yerinden güçlü bir şekilde haykırıyoruz:
Bilimin ve tekniğin aydınlattığı yolumuzda kararlılıkla, yılmadan ve usanmadan mücadele ederek örgütümüzü ve mesleğimizi savunacağız."