ERKEK TERÖRÜNE KURBAN GİDEN KADINLARIMIZI FİDANLARLA YAŞATIYORUZ
Kadınların yaşamın tüm alanlarında maruz kaldığı ortak ezilmişliğini ve mücadelesini simgeleyen, dünyanın birçok ülkesinde ve Türkiye`de kadınların hak ve eşitlik isteklerini dile getirdikleri bir 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde daha birlikteyiz.
Bugün; kadınların, kadın olmaktan dolayı yaşadıkları olumsuzlukların yanı sıra kadın erkek emekçiler hep birlikte emeğin sömürülmesine, cinsiyet ayırımcılık ve baskıya karşı Clara Zetkin`lerden süregelen mücadelenin ifade bulduğu bir gündür.
Bugün; yoz ve hoyrat ellere ve dillere karşı, yaşama, şefkat ve emeğiyle direnmiş ve direnmekte olan kadınlarımızın günüdür.
Bugün kadın emekçilerin sömürüye, baskıya, zulme, haksızlığa, eşitsizliğe karşı tüm dünyada ve ülkemizde mücadele ve dayanışma günüdür.
Bugün, kadını aşağılayan, emeğini ve bedenini sömüren her türlü çağdışı zihniyete, bu zihniyetleri besleyen sistemlere karşı özgür birey olma, geleceği birlikte kurma, omuz omuza durma günüdür.
Unutulmamalıdır ki kadın emekçilerin olmadığı, içinde yer almadığı hiçbir haklı mücadele başarıya ulaşamayacaktır.
Değil mi ki yıllarca bu gerçekleri dile getirdik, onurlu bir yaşam, özgür bir gelecek için seslerimizi birleştirdik. Her defasında bu taleplerimiz uğruna bedeller ödedik. Hem öyle sistematikti ki bize ödetilen bedeller bugüne geldiğimizde özgür ve insanca yaşam umudu bir yana yaşam hakkının kendisini talep etme noktasına itildik.
Emperyalist paylaşım savaşlarının kararını biz vermedik ama en şiddetli bedellerini bizler ödemekteyiz.
Barışı talep ederken bizler değil miyiz çocuklarımızın, eşlerimizin, bedenlerini toprağa verenler?
Bilinmelidir ki; erkeklerin güç gösterisinde nesneleştirilen bedenler bizim bedenlerimiz iken bundan güç ve iktidar devşiren zihniyete karşı hep birlikte duruşumuz olacaktır barışı getirecek olan.
Bütün bunların yanı sıra bireysel erkek şiddetine maruz kalan yine biz olduk! Bizler oluyoruz.
Kadın cinayeti davalarında adaletin doğru ve hakkaniyetli tecellisini bekliyor ve istiyoruz. Bugünden sonra bir kadın cinayeti daha yaşansın istemiyoruz. Sorumluluk sahiplerini bu sorumluluklarını etkin bir şekilde yerine getirmeye davet ediyoruz.
Değerli arkadaşlar; bugün burada 2010 ile 2015 yılları arasında Adana`da yaşanan kadın cinayetlerinde hayatını kaybeden kadınların anısını sembolik olarak ta olsa yaşatmayı amaçlıyoruz.
Ağaç; tıpkı kadın gibi üretir, şefkatini esirgemez, doğa ve insana kendi bedeninden kendinden eksilterek sunar sunacağını bu bakımdan ağaç, kadın ile özdeştir.
İşte bu düşünceden hareketle bugün erkek şiddeti sonucunda kaybettiğimiz her bir kadın için birer fidan dikme etkinliği gerçekleştirmek üzere bir aradayız.
Umuyoruz ki bugün diktiğimiz bu fidanlar her geçen gün büyürken beraberinde şiddeti, kavgayı, savaşı yok edecek yerine sevgiyi, aşkı, paylaşım duygularını yeşertecektir.
KADIN KATLİAMLARINA, KADIN CİNAYETLERİNDE TAHRİK İNDİRİMİ VE İYİ HAL İNDİRİMİ UYGULAMALARINA SON!
KADIN CİNAYETLERİ POLİTİKDİR!
YAŞASIN 8 MART ,YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI