ESAS YARGILANMASI GEREKENLER BU YAŞAMSAL KONU HAKKINDA BİLGİ SAHİBİ OLUP GÖREVİNİ YERİNE GETİRMEYENLERDİR
Esas yargılanması gerekenler bu yaşamsal konu hakkında bilgi sahibi olup görevini yerine getirmeyenlerdir,
Cezalandırılması gerekenler konu ile ilgili önlemleri almayan kamu yöneticileridir,
Bülent Şık`a verilen bu ceza evrensel hukuk kurallarına aykırıdır.
Gıda Mühendisi Bülent Şık, 2011-2016 yılları arasında Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı‘na bağlı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu tarafından çeşitli üniversitelerden bilim insanları ve bakanlık personelinin katkıları ile yürütülmüş, amacı Türkiye‘de kanser vakalarının en fazla görüldüğü bölgeler olan Kocaeli (Dil ovası) ile Ergene Nehri Havzası`nda yer alan Edirne, Kırklareli Tekirdağ illeri ile Antalya ili çevresel ortamlarında bulunan kanserojen (kanser yapıcı) kimyasalları tespit etmek olan bir çalışma içinde yer almıştı.
Yapılan çalışmanın ardından uzun bir süre geçmesine rağmen elde edilen sonuçlar milyonlarca insanı ilgilendiren bir halk sağlığı sorununu işaret etmesine rağmen konunun muhatabı Sağlık Bakanlığı tarafından önlem alınması amacıyla bir ara rapor yazılmadığı gibi, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile yerel yönetimleri uyaracak herhangi bir girişimde de bulunulmamıştı.
Konuyla ilgili 2018 yılı Nisan ayında Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan "Türkiye‘yi kanser eden ürünleri devlet gizledi, biz açıklıyoruz! İşte zehir listesi!" başlıklı yazı dizisinin yayınlanmasının ardından Sağlık Bakanlığı‘nın şikâyeti üzerine başlatılan soruşturma sonrasında "yasaklanan gizli bilgileri açıklama (TCK 258)", "yasaklanan gizli bilgileri temin etme (TCK 334)" ve "göreve ilişkin sırrı açıklama (TCK 336)" suçlamalarıyla 5 yıldan 12 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı. 26 Eylül 2019 tarihinde yapılan yargılamada Şık`ın "yasaklanan bilgilerin temini" suçlamasından beraatına, "göreve ilişkin bilgilerin açıklanması" suçlamasından 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Daha önceki basın açıklamalarımızda ifade ettiğimiz gibi bu araştırmanın sonucunda yapılması gereken, çalışma içerisinde yer alan bir akademisyenin kamuoyunu bilgilendirdiği için yargılayıp cezalandırmak değil, kanser vakalarının sık görüldüğü yerlerde toprak, hava, su ve gıdaların ne ölçüde kirli olduğunu belirlemeye yönelik çalışmalardan elde edilen bulguları yan yana getirerek durumun ne olduğu ve ne yapılacağı sorusuna yanıt aramak olmalıydı.
"Kamusal sorumluluğu olan bu kurum ve kuruluşların yaptıkları çalışmaların sonuçlarını halka açıklamaları, halk sağlığını koruyucu çalışmaları yapmaları, gereken önlemleri almaları kamusal ve hukuki bir zorunluluktur. Esas yargılanması gerekenler bu yaşamsal konu hakkında bilgi sahibi olup görevini yerine getirmeyenlerdir" diye vurgulamıştık. Geldiğimiz noktada odamız üyesi meslektaşımız Bülent Şık`a verilen bu cezanın muhatabı olmadığının bilinmesini isteriz. Cezalandırılması gerekenler konu ile ilgili önlemleri almayan kamu yöneticileridir. Toplumsal anlamda görevini yerine getiren duyarlı bir bilim insanı, mühendisin tam olarak yapması gereken mesleki disiplin ve etik çerçevesindeki bu davranışın hapis cezası ile cezalandırılmasının evrensel hukuk normlarıyla da uyuşmadığı görülmektedir.
Savcılık soruşturması ve mahkeme süreçlerinde ifade ettiğimiz gibi tekrar etmek isteriz ki; halk sağlığı ve gıda güvenliğini ilgilendiren her konuda, toplumun doğru bilgilendirilmesi için asla bilimin ışığından ayrılmayacak olan TMMOB Gıda Mühendisleri Odası, bugün olduğu gibi her zaman halkımızın, bilimin ve üyelerinin yanında olacaktır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
TMMOB GIDA MÜHENDİSLERİ ODASI
YÖNETİM KURULU