TMMOB
Gıda Mühendisleri Odası

GIDA KRİZİ KAPIDAABBAS GÜÇLÜ

GIDA KRİZİ KAPIDAABBAS GÜÇLÜ
MERKEZ
Yayına Giriş: 22.10.2014 Son Güncelleme: 22.10.2014

GIDA KRİZİ KAPIDA!

Kendi kendine yeten dünyadaki yedi ülkeden biriydik. Coğrafya kitapları öyle yazıyordu. Şimdi, samanı ve mısırı bile dışarıdan ithal eden bir ülke olduk. Tarım ve hayvancılığı körelttik, tarlaları, bağları, bahçeleri imara açtık.

Peki, bu gidişat nereye kadar böyle devam edecek?..

18 Ekim Dünya Gıda Günü‘ydü. Bu işe gönül verenler, yine kendileri söylediler, kendileri dinlediler. Oysa her kelimesini, yediden yetmişe, Cumhurbaşkanı‘ndan sokaktaki vatandaşa, herkesin can kulağıyla dinlemesi gerekirdi...

Gıda Mühendisleri Odası

Ankara‘da cumartesi günü bu konuda çok önemli bir sempozyum gerçekleşti. Önemli oturumlardan birini de ben yönettim ve duyduklarım beni daha da ürpertti.

Gıda Mühendisleri Odası‘nın ev sahipliğinde, BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile Kimya ve Ziraat Mühendisleri odalarının ortaklaşa düzenlediği sempozyumda şu konular tartışıldı:

-  Türkiye‘nin Gıda Güvencesi ve Tarımsal Üretim Süreci
-  Yoksullukla Mücadelede Aile Çiftçiliği
-  Gıdalarımız Güvenilir mi?

Sempozyuma çok sayıda bilim insanı, oda yöneticisi ve FAO temsilcisi katıldı...

İşte satır başları...

-  Gıda güvenliği azaldı
-  Gıda krizi her an kapımızı çalabilir, en gelişmiş ülkeleri de vurabilir.
-  2007 gıda krizi sonrasında tarıma yapılan yatırım 60 milyar dolardan 127 milyar dolara çıktı. Ama yine de çok yetersiz.
-  Her ülkenin kendi koşullarına göre tarımı var, ortak kararlar almak zor.
-  Spekülatörler fiyatlarla istedikleri gibi oynayabiliyorlar.
-  Tarım alanları azaldı, göç başladı, Türkiye‘nin gıda güvenliği azaldı.
-  Çevre ve insan sağlığını gözeten sürdürülebilir kalkınma planları yapılmıyor.
-  Toprakların parçalı ve hissedarların çok olması verimliliği azalttı.

Köylüye kız verilmiyor

-  Kaynak ve hammadde yetersizliği var ama bankalar küçük aile işletmelerine kredi vermiyor. Oysa, çiftçilerin yüzde 90‘ını onlar oluşturuyor.
-  Köylerdeki nüfus yaşlandı. Çocuklar arazileri terk etti. Köylülere kız verilmiyor.
-  Kırsalda tarım dışı iş alanları yetersiz ve bu da göçe neden oluyor.
-  Aile çiftçiliği, kuşaktan kuşağa aktarılan bir yaşam tarzıdır.

Aile çiftlikleri

-  Görevimiz, küresel açlıkla mücadele etmektir. Aile çiftçiliğini harekete geçirmek için bir platform oluşturuyoruz. En büyük görevimiz de açlıkla ilgili sorunları gündeme getirmektir (FAO).
-  Bir milyardan fazla insan aşırı kilolu durumda. Bu sayının üçte biri obezite. 805 milyon insan da kronik olarak yetersiz besleniyor.
-  5 yaşın altındaki her 4 çocuktan biri yeterli beslenemiyor.
-  Dünyada yeterli gıda var ama adil dağılım yok.
-  Üretilen ürünlerin üçte biri tarladan sofraya gelinceye kadar heba oluyor.
-  Tarım üretimi ve güvenliğinde istikrar yok.
-  2050‘de dünya nüfusu 7 milyardan 9 milyara çıkacak. Bu daha fazla tarımsal ürün demek. Tarım arazileri aynı kalacak, hatta daha azalacak, bu yüzden üretimi artırmak gerekiyor.

İthalat çözüm değil!

-  Türkiye‘de hâlâ üretici örgütlenmesi yetersiz. Ürünün üretildiği değerden pazara ulaştırılması ve çiftçinin bu kardan pay alır hale gelmesi hâlâ bir sorun.
-  Tarım Bakanlığı tarım topraklarına sahip çıkın diye sloganlar atıyor ama bu toprakları yok eden kendileri.
-  Yabancı tohumla aile çiftçiliği olmaz, komşumuza bile tohum veremiyoruz.
-  Devlet üretme çiftlikleri gıda ve tarımın garantisiydi ama bir bir satılıyor ya da kiralanıyor.
-  Güvenlik gerekçesiyle yapılan her uygulama ters tepti. 4-5 bin köy yakıldı, yok edildi.
-  Dışarıdan gıda ve hayvan getirilerek çözüm üretilmeye çalışıldı.
-  Büyük çiftlikler desteklenirken, küçük çiftlikler onlara karşı korunmuyor.
-  Gıda mühendisleri boş gezerken, onların görevini başkaları yapıyor!

Özetin özeti: Çok önemli bir konu ama hiç kimsenin umurunda değil...

 

Okunma Sayısı: 344