TMMOB
Gıda Mühendisleri Odası

HAZİRAN 2023: MEYVE SUYU

HAZİRAN 2023: MEYVE SUYU
İZMİR
Yayına Giriş: 04.07.2023 Son Güncelleme: 04.07.2023

Türkiye'nin gerek meyve gerekse meyve suyu bakımından çeşitliliği fazladır ve ülkemiz bu yönden şanslı bir ülkedir. Birçok konuda olduğu gibi meyve suyu hakkında da yurttaşların kafası çokça karıştırılmakta, meyve suları, ne yazık ki, zararlı ürünlermiş gibi gösterilmeye çalışılmaktadır.

Meyveler günlük yaşamda mutlaka ancak ölçülü tüketilmesi gereken gıda ürünleridir. Dalından koptuğu haliyle de olsa ölçülü tüketmek çok önemli. Aşırı tüketimi, obezite ile kolaylıkla ilişkilendirilebilecek bir ürün grubudur ancak diğer yandan, sağlıklı hali korumada sadece içerdikleri vitamin ve mineraller nedeniyle değil, bileşimlerindeki antioksidanlarla da vazgeçilmezdirler. Meyve, özellikle dalından koparıldığı haliyle son derece faydalı bir gıdadır. Kimi zaman meyvenin kendine ulaşmak mümkün olmaz ya da meyveyi içecek olarak tüketmeyi tercih edebiliriz. Bu durumda meyveye en yakın ürünler, meyve sularıdır. Meyve suları % 100 meyveden elde edilir. Uygulanan ısıl işlem gereği, orijinal meyveye göre kimi besin öğelerinde kabul edilebilir bir miktarda kayıp söz konusu olur. Türk Gıda Kodeksi'nde meyve suyu ve benzeri ürünlerin üretim şartları kesin olarak belirlenmiştir.

Meyve nektarları ise genelde, fiziki yapısı nedeniyle saf suyu tüketilemeyen meyvelerden üretilir. Meyve nektarlarının içinde ne kadar meyve olması gerektiği mevzuatla belirlenir. Şeftali, kayısı gibi meyvelerin pürelerinin içim kıvamına getirilmesi için bir miktar su ve tat dengesinin sağlanmasına yönelik bir miktar şeker katılmasının gereklidir. Bunlara da "meyve suyu" değil, "meyve nektarı" denir. Nektarlara yasal olarak izin verilen ölçüde su, bazı meyvelerin kendisinde de bulunan sitrik asit ve şeker ilave edilebilir. Meyve suyu ve meyve nektarının ortak yanı raf ömrünün koruyucu maddeyle değil, pastörizasyonla sağlanmasıdır. Vişne nektarında meyve oranının en az yüzde 35, kayısıda en az yüzde 40, şeftali ve portakalda da yüzde 50 olması gerekir.  Meyve nektarında kullanılan sitrik asit katkı maddesi gerek Türkiye gerek AB gerekse ABD'deki düzenlemelerde belirli dozlarda izin verilen limon gibi meyvelerin doğal gıda bileşenidir. 

Meyve oranı, meyve nektarına göre daha düşük olan iki içecek tipi "meyveli içecek" ve "aromalı içecek" olarak adlandırılır. Bu oran meyveli içecekte minimum % 10 olması gerekir.

Meyve suyu veya nektarlarına şeker katılabilir ve bunun miktarı da dahil olmak üzere etikette açıkça belirtme zorunluluğu vardır. Meyve suyu ve nektarlarına koruyucu katkı ve renklendirici katılması yasaktır. Meyve oranı ne kadar yüksekse meyve suyu ve benzeri içecekler o kadar besleyici olur. Meyve suları vitamin, mineral ve antioksidanlar gibi insan sağlığı için önemli maddeler içerir. Tüketiciler, gönül rahatlığıyla meyve suyu ve nektarı tüketebilir. Burada seçimi etkileyecek olan sadece tüketicinin ürün tercihidir. Her meyve suyu ürünü, gerçek meyve suyu değildir. Meyve aromalı, meyve tadında, meyveli içecek, aromalı içecek gibi çok çeşitli adlarla üretilen ürünlerin meyveyi ya hiç içermediği ya da çok çok az içerdiği bilinmelidir. Bu ürün gruplarını tüketecek tüketiciler, meşrubat benzeri bir ürün içmiş olacaklardır. Tercihleri bu yönde ise şüphesiz meşrubatlar da tüketilecektir. Önemli olan, meyve suyu olduğu düşünülerek başka bir ürün tüketilmesinin, yani tüketicinin yanıltılmasının önlenmesidir. Etiket bilgilerinin dikkatle okunması son derece önemlidir. Kayıt dışı ürünlerden, özellikle de açıkta satılan toz içeceklerden uzak durulmalıdır.

Tüketiciler, satın aldıkları ürünün çeşidine ve meyve oranına dikkat etmelidir. Ürünün türü gibi, içerdiği meyve oranının da etikete yazılması, Türk Gıda Kodeksi'nde zorunlu tutulmaktadır. Daha besleyici özelliklere sahip ürün isteniyorsa öncelikle meyve suyu veya meyve nektarı tercih edilmelidir. Bu ayrımı görebileceğimiz en güvenli kaynak da ürün etiketidir. Meyve oranı yalnız besin değerine değil, içeceğin tadına yansır.

Günlük yaşamın getirdikleriyle meyve suyu ve içecek sektörü artık fonksiyonel gıda üretiminin en geniş alanlarından biri olmaya açık hale gelmiştir. Özellikle COVID-19 pandemisiyle günlük tüketilen gıdalardan talep edilen “iyilik” anlayışı hızla tırmanmakta. Söz konusu meyve bazlı ürünlere farklı vitaminler, elektrolit, protein, probiyotik, kolajen veya omega-3 yağ asitleri gibi bileşenler eklenebilmektedir. Tüm bunlarla beraber fonksiyonel gıdaların oluşturduğu sağlık algısı ve özellikle genç tüketicilerin sahip olduğu merak duygusu bu alan için uygun tüketici ortamını hazırlıyor.

Gıdaların insan yaşamındaki vazgeçilmezliği ve tüketicinin sağlık konusundaki hassasiyeti bir araya geldiğinde sansasyon için müthiş bir potansiyel ortaya çıkar. Birkaç kişi, basın yayın kanallarında sürekli en temel gıdaları zehirmiş gibi sunmakta ve tüketicilerin risk algısını yanlış noktalara yöneltmektedir. Oysa bu ürünlere 'kimyasal ürünler' demenin bilimle bağdaşır bir yanı yoktur. Tüketicilerin, gıdalar konusunda doğru bilgiler verebilecek kişiler, bunların üretimi ve teknolojisiyle ilgili meslek mensupları veya uzmanlar olması gerektiği bilinmelidir.

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu

Okunma Sayısı: 334