TMMOB
Gıda Mühendisleri Odası

HERKES İÇİN ADALET ADALET İÇİN DEMOKRASİ

HERKES İÇİN ADALET ADALET İÇİN DEMOKRASİ
İZMİR
Yayına Giriş: 27.11.2023 Son Güncelleme: 27.11.2023

Dostlar!

İzmir’in demokrat insanları!

İzmir’in emekçileri!

Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girdiğimiz şu günlerde, yine bir hak mücadelesi zemininde, yine adalet arayışı içinde devam ettirdiğimiz bir adalet nöbetinin, bir yürüyüşün sonunda buluşuyoruz, bir araya geliyoruz.

Ülkemiz hep, yargının yürütme tarafından tahakküm altına alındığı, evrensel hukuk ilkelerinin göz ardı edildiği, insan hak ve özgürlüklerinin yok sayıldığı bir ülke olageldi. Bizler, hep birlikte böyle bir ülkede, güce boyun eğmeyi reddedip, daha güzel, daha yaşanabilir bir düzen için mücadele ettik, ediyoruz.

Bizler, Anayasa’da yer alan “Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.” cümlesini kitaba sıkışmış, soyut bir ifade olmaktan çıkarıp bir gerçeğe, güçlü ve vazgeçilmez bir gerçeğe dönüştürmeyi hedefliyoruz.

İzmir’in, Türkiye’nin hak savunucuları olarak, muktedirlerin haklara ve özgürlüklere yönelik saldırıları karşısında, yılmadan, boyun eğmeden barışı, demokrasiyi, hukuk devletini savunduk. Bundan hiç vazgeçmedik.

Ne yazık ki ülkemiz, insan hak ve özgürlüklerini geliştirmeyi, toplumsal yaşamı bunun üzerinden biçimlendirmeyi hedefleyen değil, koydukları sınırlarla, getirdikleri yasaklarla, acımasız sertlikte ve antidemokratik güvenlik politikalarıyla andığımız siyasal iktidarlar tarafından yönetildi, yönetiliyor.

Artık hukuk devletinden, tarafsız ve bağımsız bir yargıdan bahsetmek mümkün değil.

Anayasal haklarını kullanan yüzbinlerce yurttaşın protestolarına, güvenlik güçleri tarafından acımasız ve orantısız bir şiddetle müdahale edildiği, halkın evlatlarının öldürüldüğü, binlerce yurttaşın yaralandığı Gezi Direnişi bahane edilerek açılan ve bugüne kadar devam eden tüm yargılama sürecinde, hukuksal açıdan birçok garabetin yaşandığı davada, arkadaşlarıyla birlikte tutuklanan, hapis cezasına mahkum edilen meslektaşımız, dostumuz Av. Can Atalay hakkında, Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ihlal kararına uyulmamış, bununla da yetinilmemiş, kararın altında imzası olan Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmiştir.

Anayasa Mahkemesi verdiği kararda hak ihlalini tespit etmiş, dosyayı görevli İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine göndermiş ve mahkemeye “ Can Atalay’ı yeniden yargıla, cezanın infazını durdur ve tahliye et” demiştir.

Anayasa’nın 153. maddesi; “Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir.” ve “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” hükümlerini içermektedir.

Anayasa ve Anayasa’nın emredici hükümleri ve bağlayıcı nitelik taşıyan hukuksal düzenlemeler ve kesin nitelikteki kararlar, istenildiğinde uygulanacak, istenilmediğinde göz ardı edilecek metinler değildir.

Yaşanan süreç, tam anlamıyla bir yargı darbesidir!

Bir davada hakkında tahliye kararı verilen, başka bir dosyada tutukluluk süresi azami süreyi aşan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eski Eşbaşkanı Gültan Kışanak, haksız ve hukuksuz biçimde halen tutuklu bulunmaktadır.

Bir yandan ülkemiz aydınları, gazeteciler, yazarlar düşüncelerini ifade ettikleri için, halkın haber alma hakkını kullanmasını sağladıkları için gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, bir yandan örtülü af niteliğindeki infaz değişiklikleri ile kardeşimiz, dostumuz Hrant’ın katili serbest bırakılıyor.

Siyasi rehine olarak tutulan ve özgürlüklerinden yoksun bırakılmalarının gerekçesi olan, adalet ve vicdandan uzak bu kararların, bağımsız ve tarafsız bir yargı düzeninin ürünü olduğuna inanmamızı bekliyorsunuz. İNANMAYACAĞIZ!

Konuşmamızı, yazışmamızı, iletişim kurmamızı, bir araya gelmemizi engellemeye ve bütün hayatımızı kontrol altında tutmaya çalışıyorsunuz. BAŞARAMAYACAKSINIZ!

Yürütmenin yargıya müdahalesini eleştirmemize, yargı bağımsızlığı olmayan bir ülkede hiç kimsenin hukuk güvenliğine sahip olmayacağını haykırmamıza engel olmaya çalışıyorsunuz. ENGEL OLAMAYACAKSINIZ!

Ali İsmail Korkmaz'ın, Abdullah Cömert'in, Ethem Sarısülük'ün, Mehmet Ayvalıtaş'ın, Medeni Yıldırım'ın, Ahmet Atakan'ın, Hasan Ferit Gedik'in demokratik protesto haklarını kullanırken öldürülmelerini, Berkin Elvan’ın katledilmesini doğal kabul etmemizi, unutmamızı, “Emri ben verdim” diyenlerin sorumluluğunu yok saymamızı, onların katillerini saklamanızı, yargıdan uzak tutmanızı, cezasız bırakmanızı kabul etmemizi istiyorsunuz. KABUL ETMEYECEĞİZ!

İkizdere’de, Kazdağları’nda, Yılmazköy’de, Akbelen’de ve daha bir çok yerde havamızı, suyumuzu, toprağımızı, ormanımızı, tüm kamusal alanlarımızı kendi çıkarlarınız için halkın ihtiyaçlarını hiçe sayarak, rant talan ve yağma düzenine kurban etmenize rıza göstermemizi bekliyorsunuz. İZİN VERMEYECEĞİZ!

Laik cumhuriyetin tüm kurum ve kurallarını yok etmenize, eğitimin ve öğrencilerin barınmalarının tarikatlere, cemaatlere bırakılmasına, ÇEDES projesiyle okullara imam ve vaiz atanmasına, cumhuriyet değerlerine ve ilkelerine karşı saldırılarınıza sessiz kalacağımızı düşünüyorsunuz. İZİN VERMEYECEĞİZ!

Bizler, Aladağlar’da tarikat yurdunda yanarak ölen çocuklarımızın, Soma’da, Ermenek’te, Bartın’da iş cinayetlerinde katledilen maden emekçilerinin, Gezi’nin ve Gezi direnişçilerinin, katledilen Emine Bulut’un, Özgecan Aslan’ın, Ebru Gültekin’in ve öldürülen yüzlerce kadının, LGBT bireylerin acılarının hesabını soruyoruz.

Bizler, halkın avukatlığını yapan Selçuk Kozağaçlı’nın, Dört Ayaklı Minarenin önünde katledilen barışın sesi Tahir Elçi’nin, kentlerimizin yağmalanmaması için mücadele eden Can Atalay’ın, Mücella Yapıcı’nın ve Tayfun Kahraman’ın dostlarıyız.

Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti için,

Bağımsız ve tarafsız yargı için,

Cumhuriyet değerlerini savunmak için,

Haklar ve özgürlükler için,

Emekten, haktan yana bir bütçe için,

Savaşa karşı barış için,

Özerk demokratik üniversite için,

Parasız eğitim ve parasız sağlık için,

Gericileştirme politikalarına karşı laiklik için,

Sendikal hak ve özgürlükler için,

Tüm işçiler ve direnişçiler için,

Emek meslek örgütlerine yapılan baskılara karşı,

Kadına yönelik şiddet politikalarına karşı,

Mücadelemizde Susmadık, Susmuyoruz, Susmayacağız

Bağımsız ve tarafsız yargı istiyoruz.

Özgürlük istiyoruz.

Demokrasi istiyoruz.

Adalet istiyoruz.

Hiçbir karanlığa teslim olmayacağımızı, vazgeçmeyeceğimizi, biat etmeyeceğimizi yeniden ve yeniden haykırıyoruz!

Geçit Yok Biz Varız!

 

İZMİR EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ

Okunma Sayısı: 328