II. ULUSAL TEK SAĞLIK GÜNLERİ' NE KATILDIK
Başkanımız Yaşar Üzümcü'nün "II. Ulusal Tek Sağlık Günleri" etkinliğinde gerçekleştirdiği açılış konuşmasını aşağıdan okuyabilirsiniz.
II. ULUSAL TEK SAĞLIK GÜNLERİ, 22-24 KASIM 2023
ANKARA ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ, 50.YIL SALONU, TANDOĞAN
Değerli Hocalarım, Değerli Katılımcılar ve Sevgili Öğrenciler,
Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti Tek Sağlık Çalışma Grubu ve Türk Veteriner Hekimleri Birliği tarafından düzenlenen 2.Ulusal Tek Sağlık Günleri’ne Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği üyesi Gıda Mühendisleri Odası’nı temsilen katılmaktan büyük şeref duyduğumuzu belirterek sözlerime başlamak istiyorum. Davetiniz için teşekkür ediyoruz.
Organizasyonun açılış konuşmasına uygun olması amacı ile kısaca “Tek Sağlık” geçmişine göz atalım.
“Tek Sağlık” kavramının tarihte ilk karşımıza çıkışı, halk sağlığı ile temiz çevre arasındaki bağımlılığı tanımlayan Hipokrat’ın yazılarına kadar uzanmaktadır. Binlerce yıl sonra İtalyan hekim Giovanni Maria Lancisi, hastalıkların yayılmasında çevrenin oynadığı önemli rolden bahsetmiş, sıtmanın yönetimi için sivrisinek popülasyonunun azaltılmasının ve karantina yöntemlerinin önemini vurgulamıştır. Daha sonra 1900’lü yıllarda Alman Patolog Rudolph Virchow’un domuzlardan insanlara bulaşan bir yuvarlak solucan olan Trichinella spiralis üzerine çalışmalarına rastlıyoruz. Hayvandan insana bulaşan enfeksiyon hastalıkları “zoonosis” olarak tanımlayan Virchow, çevresel etkenlerin sağlık konusunda belirleyici olduğunu belirtmiştir. 1970’li yıllara kadar birbirinden ayrı yürütülen uygulamalar ve çalışmalardan sonra bütüncül yaklaşımlar ortaya çıkmaya başlamıştır
Tek sağlık konusunun, ulusal ve uluslararası kamouyu tarafından popüler olması ise 2000’li yılların başında yaşanan “Batı Nil Virüsü, Ebola, Deli Dana, SARS” gibi hastalıkların sebep olduğu salgınlar sonrasına denk gelmektedir. 2004 yılında ABD’de FAO, ABD Tarım Bakanlığı, Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi, Kanada Vahşi Hayat Sağlığı Merkezi gibi pek çok kurum ve örgütün katılımı ile toplanan sempozyumda “Manhattan Prensipleri” yayınlanmış, “Tek Dünya, Tek Sağlık” anlayışı modern bilim hayatına girmeye başlamıştır.
Kasım 2019 yılında Çin’de ortaya çıkan Covid-19 pandemisi de tek sağlık bakış açısının önemini yaşayarak öğrenmemiz açısından acı bir tecrübe olarak hafızalarımıza kazınmıştır. Nasıl çıktığı konusunda hala bilgi kirliliği olmasına rağmen, kayıtlı 800 milyon vaka ve 7 milyon can kaybı yaşanmış, eğitim, lojistik, ulaşım, tedarik gibi pekçok hayati konuda sorunların ortaya çıkmasına sebep olmuştur.
Değerli katılımcılar,
Tarihsel bilgilerden sonra, konuşmamın bu kısmına bazı tanım ve kısa bilgiler vererek devam etmek istiyorum:- “Tek Sağlık”, insanların, hayvanların ve çevrenin optimal sağlığına ulaştırılması için multidisipliner çalışma ortamında, işbirliği içinde yerel ve küresel sağlığın korunması ve güvenliğinin sağlanması, bu amaca yönelik programların, politikaların, yasal düzenlemelerin ve araştırmaların tasarlanması ve uygulanmasıdır.
- Bu bağlamda, zoonozlar, antimikrobiyal direnç, gıda güvenliği, biyoçeşitliliğin azalması, iklim değişikliği gibi çevresel sorunlar “Tek Sağlık” yaklaşımının ana çalışma konularıdır.
- Küreselleşme, nüfusun hızla artışı, ormansızlaşma, göçler, kentleşme, uygunsuz toprak kullanımı gibi etkenlerle insan-hayvan-çevre etkileşiminin artması, bilinen veya yeni ortaya çıkan zoonozların hayvanlar ve insanlar arasında geçişini ve yayılımını kolaylaştırmaktadır.
- Yukarda bahsetmiş olduğum COVID-19 pandemisi gibi zoonotik hastalık salgınlarının ortaya çıkması ve bu salgınların küresel boyutta hızla yayılarak krizlere neden olması, antimikrobiyal direnç ile birlikte insanlığın enfeksiyonları tedavi etme olanağını kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya olması, iklim değişikliği ve ekosistem sağlığının bozulması gibi sorunlar birbirleriyle iç içe geçmiştir. Bu nedenlerle “Tek Sağlık” konusunun ekosistem bütünlüğü bakış açısıyla ele alınması gerekmektedir.
Sürekli ve çoklu krizleri yaşadığımız bugünlerde düzenlenen “Tek Sağlık Günleri”nin insanlar, hayvanlar ve ekosistem arasındaki ilişkileri anlamamıza ve önemini fark etmemize vesile olacağını düşünüyoruz. Lisans ve Yüksek Lisans Eğitiminin de dahil olduğu, konu ile ilgili her bir disiplinin yenilikçi ve çağın gerekliliklerine uygun olacak şekilde ihtiyaçlarının belirlenmesi, uygulamaların gözden geçirilmesi ve güncellenmesi amacına da hizmet edeceğini temenni ediyoruz. Sürekli değişen ve gelişen dünyamızın artık ortak akıla daha fazla ihtiyaç duyduğunu, displinler arası işbirliğinin öneminin ve etkisinin de arttığını, bu vesile ile tekrar belirtmek istiyoruz.
Biz Gıda Mühendisleri Odası olarak, gıda ve su güvenliğinin, gıda güvencesi ve sürdürülebilir gıda üretiminin stratejik önemini her fırsatta, bulunduğumuz her platformda anlatmaya çalışıyoruz. Tükettiğimiz her gıdanın her türlü tehlikeden arındırılarak tüketiciye ulatırılmasını ifade eden gıda güvenliği, insanların dengeli ve sağlıklı beslenmesinin teminatıdır. Tarladan çatala, üretimin her aşamasının kontrol edilmesi, akıl ve bilimin kullanılması, israfın azaltılması, verimliliğin artırılması, besin değeri yüksek ürünlerin sürdürülebilir olmasını ve masalarımızda yer almasını sağlayacaktır.
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası üyeleri olarak, trans-disipliner çalışma alanı olan “Tek Sağlık” konusunda, Veteriner Hekim, Mikrobiyolog, Çevre Mühendisi, Tıp Doktorları ve diğer paydaşlar ile işbirliği yapmaya, destek vermeye hazır olduğumuzu belirtmek isteriz.
Sözlerime son verirken, çalıştayı düzenleyen, katkıda bulunan her bilim insanımıza teşekkür etmek isteriz. Geleceğimiz için, sağlıklı bir dünya için, mutlu ve huzurlu bir yaşam sürmemiz için hemen şimdi harekete geçmek gerekiyor. Biliyoruz ki başka dünya yok, kıymetini bilmeliyiz.
Bu güzel ve anlamlı organizasyonun farkındalık yaratacağını düşündüğümüzü belirterek saygılarımızı sunuyor, başarılar diliyoruz.
Yaşar Üzümcü
Gıda Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu Başkanı