SU TİCARİLEŞTİRİLMEMELİ VE ÖZELLEŞTİRİLMEMELİDİR TEMİZ VE ERİŞİLEBİLİR SUYA ULAŞMAK BİR İNSANLIK HAKKIDIR
SU TİCARİLEŞTİRİLMEMELİ VE ÖZELLEŞTİRİLMEMELİDİR,
TEMİZ VE ERİŞİLEBİLİR SUYA ULAŞMAK BİR İNSANLIK HAKKIDIR
22 Mart 2018
Su canlılar için oksijenden sonra gelen vazgeçilmez bir öğedir. Su, gıda güvenliğinin ve gıda güvencesinin de olmazsa olmaz koşullarından en önemlisidir. Yeterli ve güvenli suyun olmadığı koşullarda tarımsal üretimin yeterliliğinden ve gıda güvencesinden söz edilemez. Güvenli su; içerisinde hastalık yapan mikroorganizmalar ve toksik kimyasal maddeler ile ağır metalleri içermeyen ve gerekli mineralleri de dengeli biçimde bulunduran sudur. Tarif edilen bu su olmadan yaşamın olamayacağı açıktır ve yerinin bir başka madde ile doldurulması mümkün değildir.
Başta iklim değişikliği ve kuraklık olmak üzere çarpık kentleşme, aşırı nüfus artışı, sera gazlarındaki artış, tarımda bilinçsiz su kullanımı ve kontrolsüz/kuralsız sanayileşme dünyayı giderek daha "susuz" hale getirmektedir. Temiz su kaynaklarına ulaşmak giderek zorlaşmaktadır. Dünyada su kaynakları hızla kirlenmekte ve tükenmektedir.
Dünyada gücü elinde tutmaya çalışan egemenlerin petrolden sonraki stratejik ürün olarak suyu tanımladığı hatırlanacak olursa, ülkelerin su politikalarında yapılacak yanlışların bedelinin de ağır olacağı unutulmamalıdır.
Ülkemiz suya ulaşma konusunda şanslı sayılmakla birlikte, 2030 yılında nüfusumuzun 100 milyona ulaşacağı, kişi başına düşen su miktarının 1100 m³‘e düşeceği öngörülmekte ve su temininde sorunlu ülkeler arasına gireceği tahmin edilmektedir. Bu anlamda suyun doğru yönetilmesi yaşamsal önem taşımaktadır.
Tabii göller dışında Türkiye‘de 706 adet baraj gölü bulunmaktadır. Mevcut suyun takriben yüzde 15‘i içme ve kullanmada, yüzde 75‘i tarımsal sulamada, yüzde 10‘u ise sanayide tüketilmektedir. Su tüketiminin yüzde 75‘ini oluşturan tarımsal sulamada, geleneksel ve salma sulama tekniklerinden vazgeçilip, püskürtme/ serpme veya damla sulama tekniklerine geçilmesi durumunda su tüketiminde yaklaşık yüzde 30-40 oranında tasarruf sağlanacağı düşünüldüğünde teknolojinin doğru kullanımının önemi daha iyi anlaşılacaktır.
2018 yılının teması "Su İçin Doğal Çözümler" olarak belirlenmiştir. Geleceğimiz için, su kaynaklarımızın etrafındaki toprağın korunmasının, su kaynaklarının korunmasına katkısı büyük olacaktır. Su havzalarının, çayır ve mera alanlarının imara açılmamasının, tarım ve orman arazilerinin sanayi ve konut alanlarına dönüştürülmemesinin, orman vasfını kaybetmiş yerlerin yeniden ağaçlandırılmasının ve tarımsal üretimde yüzey örtücü bitkilerle toprağın kaplanmasının, su kirliliğinin azalmasında önemli olduğu bilimsel çalışmalarla ortaya konmuştur. Dolayısıyla doğa temelli önlemler doğanın korunmasıyla toplumsal gelişimi bir arada sağlamayı gerçekleştirecektir.
"Küresel su krizi" tezi ile tüm insanlığın en temel ihtiyacı olan su, ekonomik bir mala dönüştürülmeye çalışılmaktadır. İçme ve kullanma sularının güvencesi ve su güvenliği konusunda, kamu kurum ve kuruluşlarından yerel yönetimler ile Sağlık Bakanlığının üzerine büyük sorumluluklar düşmektedir. Kamu yöneticileri, halkın temiz ve sağlıklı suya ulaşmasını sağlamalıdır. Her bireyin temel ihtiyaçlarını karşılayacak kadar suyun ücretsiz olarak sunulması bir haktır. Hava gibi yaşamsal bir madde olan sudan kâr elde edilmesi anlaşılabilir ve adil değildir. Ülkemizde, kentlerde belediyeler tarafından sağlanan şebeke suyu ücretlidir ve aksi düşünülmemiştir. Oysaki temiz ve erişilebilir suya ulaşmak bir insanlık hakkıdır. Herkese yeterli ve güvenli su sağlamak devletin görevidir. Su ticarileştirilmemeli ve özelleştirilmemelidir.
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası
12.Dönem Yönetim Kurulu