TMMOB
Gıda Mühendisleri Odası

TARIM PLATFORMU`NUN TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI’NIN 2023 BÜTÇESİNDE TARIMA AYRILAN KAYNAĞIN ARTIRILMASI YÖNÜNDE ÇAĞRI YAPTIĞI BASIN AÇIKLAMASINA KATILDIK

TARIM PLATFORMU`NUN TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI’NIN 2023 BÜTÇESİNDE TARIMA AYRILAN KAYNAĞIN ARTIRILMASI YÖNÜNDE ÇAĞRI YAPTIĞI BASIN AÇIKLAMASINA KATILDIK
MERKEZ
Yayına Giriş: 30.11.2022 Son Güncelleme: 30.11.2022

Tarım ve gıda sektöründe yaşanan sorunların çözülmesine ve doğayı korumaya yönelik çalışmalar yürüten meslek odaları, sendikalar, dernekler, kooperatifler olarak; Ülkemizin tarım politikalarının kamu yararını ve toplum çıkarını esas alarak ekolojiye duyarlı ve halkın refahına dayalı olması gerektiği düşüncesiyle kurulan Odamızın da da içinde yer aldığı TARIM PLATFORMU, Tarım ve Orman Bakanlığı`nın 2023 bütçesinde tarıma ayrılan kaynağın artırılması için çağrı yaptı.

Tarım Platformu Yürütme Kurulu, bugün Ziraat Mühendisleri Odası toplantı salonunda basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, Yönetim Kurulu Yazman Üyemiz Esef ÖZAT, Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Cemile GÖKTAŞ KÜÇÜK, Türkiye Ziraatçılar Derneği Başkanı Hüseyin DEMİRTAŞ, Tarım Orkam-Sen Genel Kadın Sekreteri Serap BAYSAL ve Veteriner Hekimleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin DEDE katıldı. Tarım Platformu adına açıklamayı, Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı Hüseyin Demirtaş yaptı. 

Basın açıklaması tam metni aşağıda yer almaktadır.  

TARIM PLATFORMU`NUN TARIM BAKANLIĞI BÜTÇESİ KONUSUNDAKİ GÖRÜŞLERİ

2022 yılı Türkiye ekonomisi açısından olduğu kadar tarım sektörü açısından da olumsuz gelişmelerin biriktiği bir yıl oldu.

Girdi fiyatlarının yükselişi ve tarımsal ürünlerin giderek daha fazla ithalata bağımlı hale gelmesi başta olmak üzere kronikleşmiş sorunlar, bu yıl da tarım sektörüne zarar vermeye devam etti.

DESTEKLEMELER YASANIN ÖNGÖRDÜĞÜ SINIRIN ALTINDA KALMAYA DEVAM EDİYOR

Türkiye`de 2006 yılında çıkarılan Tarım Kanunu, Gayrisafi Yurtiçi Hasıla`nın (GSYH) asgari yüzde birinin bütçeden tarımsal desteklemeler için ayrılmasını öngörmektedir.

2023 Bütçesi geçtiğimiz günlerde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonundan geçmiştir. Tarım ve Orman Bakanlığı`na gelecek yıl için ayrılan bütçe, 133 milyar 682 milyon 205 bin liraya yükseltilmiş, böylece tarıma ayrılan bütçe, 2022 yılına göre yüzde 33,7 oranında artmıştır. Bir önceki bütçe döneminde 2022 yılı için Bakanlığa 64,6 milyar lira ayrılmış ancak bu tutar ek bütçeyle yaklaşık 100 milyar liraya yükseltilmişti.

Bütçenin 54 milyar TL`lik bölümü tarımsal destek programlarına aktarılacaktır. 2023 tahmini GSYH`sının 22 trilyon 283 milyar TL olacağı düşünüldüğünde bu rakam olması gerekenin çok altındadır.

Tarım ve Orman Bakanı`nın, Meclis`te bütçesini savunurken söylediğinin aksine OECD 2022 Tarım Politikası İzleme ve Değerlendirme Raporu`na göre yapılan hesaplama yasanın öngördüğü bütçeden tarımsal desteklere ayrılması gereken kaynak ile aynı şey değildir. Yasa, "Bütçeden ayrılacak kaynak, gayrisafi millî hasılanın yüzde birinden az olamaz" hükmünü getirmiştir. Dolayısıyla Sayın Bakan`ın bütçe komisyonunda sözünü ettiği "güncelleme" bir an önce gerçekleştirilerek, bütçedeki 54 milyar liralık harcama kalemi GSYH`nın asgari sınır olarak belirlediği yüzde 1 oranına endekslenmelidir.

2023 bütçesinden tarım kredi sübvansiyonu, müdahale alımları, tarımsal KİT`lerin finansmanı ve ihracat destekleri için ayrılan kaynak ise 48.5 milyar TL olarak belirlenmiştir. Ürün bazında ödemeler mazotta yüzde 203-395, gübrede yüzde 130-163 arasında değişecektir. Çoban istihdam desteği 12 bin TL`ye, besi dişi manda ve buzağı desteği ise hayvan başına 500 TL olarak saptanmıştır.

Çiftçilere yapılan temel girdi destek ödemeleri de öne çekilmiştir. Buna göre ÇKS`ye kayıtlı olarak hububat (buğday, arpa, çavdar, yulaf, tritikale ve çeltik) üreten çiftçilere 2022 yılı üretim dönemine ait mazot ve gübre destekleri, 2023`ün Mart ayı yerine 2022 yılı içinde başlanmak üzere ödenecektir. Ancak söz konusu destekler, çiftçilere nakit olarak verilmeyecek, Ziraat Bankası banka kartlarına yüklenecektir. Bu kartlara tanımlanan destekleme ödemeleri, sadece mazot ve gübre alımında kullanılabilecektir. Dolayısıyla bu uygulama nedeniyle bankadan `müşteri kredi risk notu olumsuz` yanıtını alan üreticiler desteklemelerden yararlanamayacaktır.

Desteklemelerin sektör içindeki dağılım oranı ve miktarı da şöyledir:

Bitkisel üretim destekleme bütçesi yüzde 120 artışla 35.2 milyar TL, hayvansal destekleme bütçesinin yüzde 56 artışla 11.8 milyar TL olarak belirlenmiştir.

2023`te su ürünleri destek bütçesi yüzde 45 artışla 222 milyon TL, tarımsal Ar-Ge destek bütçesinin yüzde 85 artışla 298 milyon TL, kırsal kalkınma destekleri ise yüzde 234 artışla 6.4 milyar TL olacaktır.

Türkiye Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modeli kapsamında dekar başına buğday, arpa, çavdar, tritikale ve yulaf için 75 TL`si mazot, 46 TL`si gübre olmak üzere 121 TL destek ödenecek. Kuru fasulye, mercimek, nohut için 75 TL`si mazot ve 21 TL`si gübre olmak üzere toplam 96 TL, kütlü pamuk, çeltik için 250 TL`si mazot ve 21 TL`si gübre olmak üzere 271 TL, aspir için 76 TL`si mazot, 21 TL`si gübre olmak üzere 97 TL, kuru soğan, yaş çay ve zeytin için 63 TL`si mazot ve 21 TL`si gübre olmak üzere 84 TL, dane mısır, fındık ve diğer ürünler için 62 TL`si mazot ve 21 TL`si gübre olmak üzere 83 TL, kolza (kanola) ve yağlık ayçiçeği için 88 TL`si mazot ve 21 TL`si gübre olmak üzere toplam 109 TL, patates, soya için 125 TL`si mazot ve 21 TL`si gübre olmak üzere 146 TL dekar başına destek verilecek. Nadas için de dekar başına mazot desteği 38 TL olacaktır.

Toprak analizi desteği olarak asgari 50 dekar ve üzeri tarım arazilerinde, her 50 dekar araziye kadar analiz başına yetkili toprak analiz laboratuvarlarına 50 TL destek ödemesi yapılacak. Bir önceki yıl olduğu gibi organik tarım desteği kapsamında üreticilere kategorilerine göre dekar başına 10 ile 100 TL arasında değişen miktarda destek verilecek. Organik statüde bulunan kovanlar için arı yetiştiriciliği yapan çiftçilere kovan başına destek 15 TL olacak. İyi tarım uygulamaları desteği de kategorilerine göre dekar başına 10 ile 150 TL arasında değişecek. Küçük aile işletmelerinin desteklenmesi uygulamalarında dekar başına 200 TL ödenecek. Fındık üreticilerine alan bazlı gelir desteği, belirlenen yerlerde yapılan üretimde dekara 170 TL, katı organik-organomineral gübre desteği kapsamında dekara 20 TL, geleneksel zeytin bahçelerinin rehabilitasyonu desteği kapsamında dekara 100 TL destek ödemesi yapılmaya devam edecektir.

Bu artışların üretim desenini belirleyecek oranlarda olmadığı, girdi fiyatlarındaki artış oranının çok gerisinde kaldığı, dolayısıyla etkin bir üretim planlaması yapmak ve çiftçileri üretime teşvik yönünde bir araç olarak kullanılamayacağı açıktır.

Tarımsal havzalarda teşvik edilmesi düşünülen ürünlere yapılacak fark ödemeleri açısından da aynı durum söz konusudur.

HAYVANCILIK DESTEKLERİNDEKİ ARTIŞ YEM FİYATLARINDAKİ ARTIŞIN GERİSİNDE

Tarım ve Hayvancılığın gelişmesinin önündeki en büyük engellerden biri girdi fiyatlarının yüksekliğidir.

Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi (Tarım-GFE) Eylül ayında aylık bazda 52.90 artarken, yıllık bazda % 138.15`e yükselerek tarihi rekorunu kırmıştır. Artış oranı enerji alanında %193.88`e, gübrede %263.63`e kadar çıkmıştır. Çiftçilerin sulamada kullandıkları elektrik borcu 2 milyar TL`yi aşmıştır. Sayısı belirsiz çiftçinin aboneliği iptal edilirken 25 bin civarında çiftçinin elektriği kesilmiştir.

Hayvancılık, başta yem fiyatları olmak üzere girdilerinin yüksekliği nedeniyle rantabl bir sektör olmaktan çıkmakta, bunun sonucunda hayvanlar kesime gönderilmektedir. Bu durum hem hayvan sayısının azalmasına hem de süt ürünlerinin pahalılaşmasına yol açmaktadır. Bunun sonucunda et ve süt fiyatları yarışmakta ancak üretici üretimden adım adım çekilmektedir.

2022 yılında TÜİK tarafından yayınlanan hayvan sayılarına ilişkin veriler de bu saptamayı doğrular niteliktedir. Büyükbaş hayvan kategorisinde, sığır sayısı Haziran ayı sonu itibarıyla bir önceki yılın Aralık ayına göre %0,9 azalarak 17 milyon 693 bin baş, manda sayısı ise %1,5 azalarak 183 bin baş olarak belirlenmiştir.

Hayvancılığa verilen diğer desteklere baktığımızda bu durumu değiştirecek bir tablo görülmemektedir.

2023 yılında yem bitkileri üretim desteği, dekar başına olmak üzere korunga için 90 TL, tek yıllık yem bitkileri için 60 TL, yapay çayır mera için 150 TL, çok yıllık yem bitkilerinde sulu olanlar için 90 TL, kuru olanlar için de 40 TL ve sulu silajlık ekilişler için 100 TL olarak belirlenmiştir. Yer altı sularının yetersiz seviyede ve su kısıtı olduğu tespit edilen havzalarda bu yıl ekilen yem bezelyesi, fiğ, Macar fiği, burçak ve mürdümük için yem bitkisi desteğine ilave yüzde 50 destek ödemesi yapılacaktır.

Buzağı başına verilen temel destek 370 TL`den 500 TL`ye çıkacaktır. Ağrı, Ardahan, Artvin, Bayburt, Bingöl, Bitlis, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Giresun, Gümüşhane, Hakkari, Iğdır, Kars, Muş, Ordu, Rize, Sivas, Şırnak, Trabzon, Tunceli ve Van`da doğan buzağılar için ilave 200 TL ödenecek. Suni tohumlama sonucu doğan buzağılara hayvan başına ilave 200 TL destek ödenecek. Döl Kontrolü Protokolü kapsamındaki boğalardan, suni tohumlama sonucu doğan buzağılara hayvan başına ilave 100 TL ödenecektir.

Hayvansal proteinler içerdikleri esansiyel aminoasitler nedeniyle insanların beslenmesinde çok önemlidir. Ülkemizde özellikle küçük aile işletmeciliği yapan büyükbaş ve küçükbaş hayvan işletmelerinde ve bu İşletmelerin hayvan varlıklarında son yıllarda ciddi anlamda bir azalma yaşanmaktadır. Bunun sonucu olarak önümüzdeki yıllarda hayvansal gıda üretimi konusunda sıkıntılı günler bizleri bekliyor. Hayvan varlığının azalması sonucu ülke için yeterli olmayan kırmızı et ithalatla karşılanmaya çalışılmakta sonuç olarak çiftçiler siyasi iktidarın ithalat politikaları sonucu emeklerinin karşılığını alamamakta ve yeterli destek sağlanmaması sonucu hayvancılığı bırakmaktadır. Piyasa alım fiyatı, besi maliyetinden zaten düşükken, 2022 yılı ile birlikte yem fiyatları bu iki fiyatında üzerine çıkmıştır. Büyükbaş hayvancılık yapan işletmelere tarım ve orman bakanlığı tarafından belirlenen şartları sağlaması durumun da buzağı desteği verilmektedir. Bu destek ile çiftçi geçen yıl en azından 2 çuval yem alabilirken, bu yıl 1 çuval yem alamamaktadır. Ayrıca bakanlığın getirmiş olduğu parametrelere göre anası her yıl doğurmayan buzağılara destek verilmemektedir. Bakanlık bu ve benzeri uygulamalarla adeta küçük üretiyi cezalandırılmaktadır. Hayvansal gıda üretiminde en önemli girdi yem maddeleridir. Ülkemizde çayırlar, meralar, otlaklar, verimli tarım arazilerinin amacı dışında kullanılması sonu yem maddeleri üretiminde ciddi yetersizlikler ve sıkıntılar yaşanmaktadır. Yem fiyatlarının artmasına rağmen çiğ süt fiyatı sabit tutuluyor. Çiğ süt üreticisi sattığı 1 litre süte karşılık 1 kilo yem alamıyor. Bununla beraber kesime uygun hayvan sayısının azalması sonucu damızlık olarak tutulması gereken inek ve düve hayvanlar kesime gönderiliyor. Bu gibi sorunlar saymakla bitmezken, yanlış hayvancılık politikalarının yarattığı kısır döngü ülke hayvancılığını bitirmektedir.

 

Alt gruplara göre Tarım-GFE yıllık değişim oranı (%), Eylül 2022

Karara göre hayvan başına besi desteği ve dişi malak/manda desteği 250 TL`den 500 TL`ye çıkarılmış. Anaç koyunda 30 TL, keçide 35 TL olan destek, hayvan başına 50 TL`ye yükseltilmiştir. Küçükbaşta sürü büyütme ve yenileme desteği hayvan başına 125 TL`den 200 TL`ye, sürü yöneticisi istihdam desteği 6 bin TL`den 12 bin TL`ye, tiftik üretim desteği kilogram başına 35 TL`den 70 TL`ye yükseltilmiştir. İpek böceğinde destek kutu başına 120 TL`den 240 TL`ye, yaş kozada kilogram başına 80 TL`den 160 TL`ye çıkarıldı. Küçükbaş hayvancılık desteklemelerinde, çoban istihdam desteği, 100 baş ve üzeri anaç koyun keçi varlığına sahip işletmelere veya çobanlara 6 bin TL`den 12 bin TL`ye yükseltildi. Tarımsal yayım ve danışmanlık desteği 72 bin TL olarak belirlenmiştir.

Kısacası Çayırlar, meralar, otlaklar, verimli tarım arazilerinin ranta açılmasının önlenmesi, gerçekçi destekleme politikalarının oluşturulması ve en nihayetinde küçük aile işletmelerinin geleneksel yöntemlerle doğayla uyumlu bitkisel ve hayvansal ürettim yapması ve bu konularda şirketlerin tahakkümünün kırılarak gıda egemenliğinin sağlanmasına yönelik politikalar belirlenmelidir.

ENFLASYON ÇİFTÇİNİN SIRTINDA BÜYÜK BİR YÜK

2022 yılında ekonomide izlenen enflasyonist politikalar ve mali sistemde yaşanan bunalımlar gelir dengesizliğini daha da artırarak tüm çalışan kesimler gibi çiftçileri de olumsuz etkiledi.

Özellikle de girdi maliyetlerindeki artış tarım ve hayvancılıkta gelir oranlarını düşürerek çiftçi ve besiciyi üretimden çekilme noktasına kadar zorladı.

Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi (Tarım-GFE) Eylül`de aylık bazda yüzde 2.90 artarken, yıllık bazda yüzde 138.15`e yükselerek yıllık bazda tarihi rekorunu kırdı. Artış oranı enerji alanında %193.88`e, gübrede yüzde 263,63`e kadar yükseldi. Çiftçilerin sulama amaçlı kullandıkları elektrik borcu 2 milyar lirayı aştı. Sayısı belirsiz çiftçinin aboneliği iptal edilirken 25 bin civarında çiftçinin elektriği kesildi.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu`nun (BDDK) verilerine göre, çiftçilerin bankalara olan kredi borcu 2022 Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına kıyasla yüzde 33,2 oranında artarak 186.9 milyar TL`ye yükselmişti. Bu rakamın yılsonuna kadar 190 milyarı bulması bekleniyor.  Takibe alınmış borç miktarı ise 4 milyara yaklaştı.

MALİYET ARTIŞLARI VE PAZARLAMA SORUNLARI GIDA ENFLASYONUNU KÖRÜKLÜYOR

Gıda fiyatları son 1 yılda yüzde 99 oranında yani resmi enflasyon düzeyinin üzerinde artış gösterdi. Kamuoyunda genellikle gıda fiyatları tarımsal ürünlerdeki fiyat artışlarına bağlanır ve çiftçinin bundan kazanç sağladığı düşünülür; oysa durum tam tersidir. Tarım ürünleri tarladan markete gelinceye kadar aracıların elinden geçer. Tüccar olsun gıda marketleri olsun üreticinin örgütsüzlüğünden, mali sıkıntılar içinde bulunmasından ya da ürünün zarar görmesi tehlikesinden yararlanarak ürünü ucuza kapatır. Maliyetleri artıran diğer unsurlar özellikle sebze meyve sektöründe ürünün dayanma süresinin azlığı, nakliye masraflarının petrol fiyatları nedeniyle sürekli artması ve soğuk hava depolarında kullanılan elektriğin giderek pahalanmasıdır.

Bundan başka uygulanan mali politikalar da gıda enflasyonu üzerinde etki yapar. Türkiye`de sonuna yaklaştığımız 2022 yılında uygulanan düşük faiz/yüksek enflasyon politikası tüm sektörlerde olduğu gibi tarım ve gıda sektörlerinde de fiyatları yukrı doğru itmiştir. Nitekim, Avrupa Birliği`nde yıllık gıda enflasyonu yüzde 14, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ortalaması ise yüzde 15 olurken Türkiye`de gıda enflasyonunun çarşı/pazarda yüzde 100`ün üzerine çıkmasının, küresel gıda fiyatları 6 aydan bu yana aralıksız düşerken Türkiye`de  2 seneden beri aralıksız yükselmesinin, Türkiye`de 2019-2021 arasında yıllık gıda enflasyonu yüzde 15-20 civarında seyrederken faiz indirim politikasının uygulandığı dönemde hızlı bir biçimde yukarı fırlamasının nedenlerinden biri de budur.

SONUÇ

2023 Tarım ve Orman Bakanlığı Bütçesi gerek tarımın ihtiyaç duyduğu kaynağın sağlanması, gerekse kaynakların bir plan dahilin de üretimi artırmak için etkili bir biçimde kullanılması açısından yetersizlikler taşımaktadır. Tarıma ayrılacak kaynak artırılmalı ve kooperatifler ile kamu iktisadi işletmeleri aracılığıyla kullanılmalıdır. TBMM genel kurul görüşmelerinde bu önerilerimizin dikkate alınmasını bekliyoruz. 

Hüseyin DEMİRTAŞ

TZD Genel Başkanı

Tarım Platformu Dönem Sözcüsü 

 

Tarım Platformu Yürütme Kurulu

 

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Genel Merkezi   

Tarım Orkam-Sen Genel Merkezi               

Veteriner Hekimler Derneği (VHD) Genel Merkezi

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Genel Merkezi                         

Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Merkezi (TZD)

Okunma Sayısı: 570