YANLIŞ POLİTİKALAR GIDA GÜVENLİĞİNİ TEHLİKEYE ATMAKTADIR
06 ŞUBAT 2009
BASIN VE KAMUOYUNUN DİKKATİNE!
YANLIŞ POLİTİKALAR GIDA GÜVENLİĞİNİ TEHLİKEYE ATMAKTADIR
Gıda güvenliği, tüm dünyada gelişmişlik düzeyinin önemli bir göstergesi olup, halk sağlığı ve koruyucu sağlık hizmetlerindeki rolü nedeniyle yeri tartışılmazdır. Bu açıdan, tüketime sunulan gıda maddelerinin insan sağlığına vereceği olası zararı en az düzeye indirecek çalışmalar yapılmakta, gıda maddelerinin hammaddeden başlayarak sofraya gelinceye kadar tüm aşamaları izlenebilir hale getirilmektedir. Tüm aşamalarda gıda güvenliği kavramına uygun üretim yapılması öngörülmekte, buna yönelik gerekli önlemler alınmaktadır. Türkiye‘nin AB‘ne uyum sürecinin hızlandığı son dönemde yaşam kalitesinin artırılmasında da gıda güvenliği önemli bir hedef olarak karşımıza çıkmaktadır. AB ile yürütülmekte olan uyumlaştırma çalışmalarında 11. ve 12. maddeler gıda güvenliğine yönelik konu başlıkları olup, gelinen noktada belirgin bir gelişme kaydedilememiştir.
Gıda güvenliğinin tam olarak gerçekleştirilmesinde yeterli teknik alt yapıya, çalışmakta olan personel sayısı ve niteliğinin iyileştirilmesine, her şeyden önemlisi, süreci iyi yönetebilecek uygulama anlayışına gereksinim vardır. Bu bağlamda, ülkemizde gıda güvenliği konusunda lisans ve yüksek lisans düzeyinde eğitim gören personelin istihdam edilmesi, büyük önem kazanmaktadır.
Tüm bu çalışmalara karşın ülkemizde hala tam bir gıda güvenliği anlayışından söz etmek ne yazık ki olası değildir. Türkiye‘de gıda güvenliği alanında yaşanmakta olan sorunların çözülememesinde mevzuat alanındaki yetersizliklerin ve uygulamalara ilişkin sorunların yanı sıra, yetkili kurumun istihdam politikasının da büyük etkisi vardır. 1979 yılından bu yana Gıda Mühendisliği bölümlerinden mezun olan ve gıda ile ilgili tüm dersleri gören Gıda Mühendislerinin gıda denetim ve kalite kontrol hizmetlerinde yeterince istihdam edilmemesi, konunun tek bir mesleğe indirgenmeye çalışılması anlamlı bulunmaktadır. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı piyasa denetimlerini yapacak yeterli personele sahip olmadığı halde, söz konusu alanda büyük gereksinim duyulan gıda mühendislerini ısrarla istihdam etmemesi de rastlantı olarak algılanmamalıdır. Özellikle, son yıllarda sayıları binlerle ifade edilebilecek yeni personel istihdamı gerçekleştirilirken, bu yıl yalnızca 19 Gıda Mühendisi alımı yapılmıştır. Bu tablo, gıda güvenliğine verilen önemin göstergesi niteliğindedir.
AB ülkelerinde yaygın tüketim anlayışı gereği hayvansal ürünler % 70 oranında tüketilmektedir. Oysa, ülkemizdeki tüketim anlayışı bunun tam tersi bir seyir izlemektedir. AB uyum sürecinde, aday olan ülkelerin kendi tüketim profilinin ve geleneksel ürünlerinin korunması, çeşitli belgelerde ya da raporlarda yer almaktadır. Ayrıca, AB‘nin yayımladığı Regülasyon ve Direktif hükümlerine göre ( hayvansal hammaddeler dışındaki ) tüm gıda maddelerinin üretim ve dış ticaretinde resmi kontrolör adı altında mühendisler imza yetkisine sahiptir. Dolayısıyla, AB ülkelerinde denetim ve kontrol hizmetlerinin tek bir meslek tarafından yürütüldüğü doğru değildir.
Türkiye‘de 1995 yılında yürürlüğe giren 560 sayılı KHK, ülkemizde gıda üretimi yapan işyerlerinin konuyla ilgili eğitim almış sorumlu yöneticilerin çalıştırılması uygulamasını getirmiş, bu uygulamayla gıda güvenliği alanında küçümsenmeyecek gelişmeler kaydedilmiştir. 2004 yılında yürürlüğe giren 5179 sayılı gıda yasasıyla da bu uygulamaya devam edilmiştir. Ancak, 5179 sayılı yasaya yönelik olarak AB yetkilileri ile kamuoyundan gelen yeterli olmadığı ya da bu yasanın var olan sorunlara çözüm getirmediği noktasında yapılan eleştirilere bağlı olarak, yaklaşık üç yıl önce Tarım ve Köyişleri Bakanlığı‘nın kamuoyuna görüş almak üzere sunduğu " Veterinerlik Hizmetleri, Gıda ve Yem Yasası" taslağına ilişkin görüşlerin değerlendirilip değerlendirilmediğini, çalışmalar kamuoyuyla paylaşılmadığı için hangi aşamada olduğunu bilmiyoruz. Kamuoyuna görüşe sunulan yasa taslağında Sorumlu Yöneticilik uygulamasının kaldırılması öngörülmektedir. Özellikle, denetim dışı ya da merdiven altı üretimin yoğun olduğu Türkiye‘de, hem işyerleri, hem de kalitenin yükselmesi açısından büyük yararlar sağlayan sorumlu yöneticilik uygulamasının kaldırılmaya çalışılması, tüketici sağlığı açısından büyük sorunlara yol açacaktır.
Son yıllardaki mevzuat değişikliği ile gıda güvenliği alanında yetkiler tek kurumda toplanmasına karşın, ne yazık ki Tarım ve Köyişleri Bakanlığı‘nın yanlış uygulamaları nedeniyle gerekli verimlilik sağlanamamıştır. Bu anlayışın sürdürülerek yeni yasanın da bu doğrultuda hazırlanması, nitelikli ve güvenli gıda üretimine hizmet etmeyeceği gibi, halk sağlığı boyutunda da ciddi sorunlara neden olacaktır.
Basına ve kamuoyuna saygı ile duyurulur.
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu