TMMOB
Gıda Mühendisleri Odası

YENİ HABER GAZETESİ ŞİFA DEPOSU AŞURE 21 AĞUSTOS 2021

KONYA
Yayına Giriş: 23.08.2021 Son Güncelleme: 23.08.2021

 

 

Şifa deposu: Aşure!

Yapımı Nuh Tufanı`na dayandırılan çok eski geleneksel bir tatlı olan aşure, Hicri takvime göre Muharrem ayının 10. günü yapılıyor. Aşurenin sağlık açısından önemine vurgu yapan Konya Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Öğr. Gör. Nuran Erdem, "Aşurenin içerisindeki her gıda maddesinin vücuda ayrı ayrı faydası var" dedi.

A+A-

 

 

En az on çeşit malzemeden oluşan aşure pişirilerek eşe ve dosta dağıtılıyor. Aşure Günü, mutfak kültürünün de bir parçasını oluşturuyor. Aşurenin besin değerinin çok zengin olduğuna dikkat çeken Nuran Erdem, "İçerdiği tahıllar, kuru baklagil, kuru meyve ve kuruyemişlerin kullanıldığı aşure posa açısından oldukça zengin bir gıdadır. Kabızlık rahatsızlığına iyi geldiği gibi bağırsağa probiyotik sağlayarak mikrobiyotayı desteklemektedir. Yapımında kullanılan gıda maddeleri aşurenin besin değerini artırmış ve yüksek enerjili bir gıda haline getirmiştir. Yaşlılar, hamileler, büyüme ve gelişme çağındaki çocuklar ve ağır işlerde çalıştığı için enerji ihtiyacı yüksek olan bireylerin tüketimi için çok uygun bir gıdadır. Hayvansal ürün içermeyen ve tamamen bitkisel gıda maddeleri içeren aşure doymuş yağ içermez ve veganlar için iyi bir protein kaynağıdır." ifadelerini kullandı.  

asure-1-002.jpg

AŞURENİN VÜCUDA FAYDALARI

Erdem, aşurenin içerisinde bulunan malzemelerin faydalarını şöyle anlattı: "Fasulye ve nohut yüksek kaliteli bitkisel protein, lif, lizin aminoasidi, fitat ve fitik asit bakımından zengindir. Aşurelik buğday B grubu vitaminler, demir, çinko ve karbonhidrat bakımından zengin olup, yüksek oranda lif içermektedir. İsteğe bağlı kullanılan pirinç, B1, B2, C, E vitaminleri ile fosfor, sodyum, demir, magnezyum ve kalsiyum minerallerini içermektedir. Pirincin kalorisi düşüktür, fakat nişasta oranı yüksek olduğu için yüksek enerji içeriyor. Kullanılan taze ve kuru meyveler yüksek oranda lif içeriyor. Gıdaların bileşiminde yer alan lifler, bağırsak hareketlerini artırır ve kabızlığa iyi gelerek sindirim sistemini düzenler. Meyvelerin vitamin değerleri oldukça yüksektir. Vitaminler bağışıklık sisteminin güçlenmesine ve vücut direncinin artmasına katkıda bulunuyor. Kuru üzüm yoğun antioksidan, demir ve kalsiyum açısından zengindir. Fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar Omega-3 yağ asitleri bakımından zengindir. Omega-3 yağ asidi özellikle damar sağlığı ve hafıza üzerine çok faydalıdır. Aşurede şeker yerine bal veya pekmez kullanıldığında, besleyicilik değerini artırılabiliyor. Aşurenin yapımında kullanılan sıcak su ve uygulanan işlemler protein ve karbonhidratların sindirilebilirliğini ve kalitesini de arttırıyor."

nuran-erdem.jpg

AŞURE YAPARKEN DİKKAT!

Aşure de gıda güvenliğinin büyük önem taşıdığının altını çizen Erdem, "Halk arasında "gıda zehirlenmeleri" olarak bilinen gıda kaynaklı hastalıklar gıda güvenliğinin sağlanamadığı durumlarda ortaya çıkıyor. Aşure yapımında konserve bakliyatlar kullanılmak isteniyorsa, konservelerde bulunan Clostridium botulinum tehlikesi nedeniyle, bakteri üremesinin göstergesi olan hasar görmüş, şişkinlik oluşmuş ambalajlı konservelerin kullanılmaması gerekiyor. Baklagillerde ve özellikle de pirinçte gelişebilen bir bakteri olan Bacillus cereus`un gelişiminin önlenmesi amacıyla bakliyat ve tahıllar, sıcak ve nemli ortamlarda bekletilmemelidir. Yeniden ısıtma işleminin bir kereden fazla yapılmaması önemlidir. Pişirme işleminde, bakterilerin ölebileceği 65 °C ve üzeri sıcaklık değerlerine erişene kadar pişmiş olması gerekmektedir. Fazla miktarda kullanılan kuru meyveler, kuruyemişler ve baharatların sıcak ve nemli ortamlarda depolanması nedeniyle mikotoksin yükü ve kelebeklenme olasılığına karşı dikkat edilmelidir. Gıda kaynaklı hastalıkları önleyebilmek için gıdaların, bakterilerin en hızlı üredikleri 5-63 ℃ arasındaki sıcaklık aralığında kalmamaları gerekiyor" ifadelerine yer verdi.

asure-2-002.jpg

‘DİYABET HASTALIĞI OLANLAR DİKKAT ETSİN`

Aşurenin hazırlanma süresince kişisel temizliğe ve çapraz bulaşma olmamasına dikkat edilmesi noktasında uyarıda bulunan Erdem, "Çapraz bulaşma olmaması için bir gıdadan veya yüzeyden diğerine mikroorganizma geçişini engellemek amacıyla farklı gıdalar için kullanılan bıçak, doğrama tahtaları, servis araçları, vb. her seferinde değiştirilmeli veya yıkanmalıdır. Diyet yapanlar ve diyabet gibi kronik hastalığı olanların tükettikleri miktara dikkat etmeleri gerekir. Diyet yapanlar ve diyabet hastaları için aşure hazırlanırken rafine şeker yerine bal, pekmez veya tarçın, incir, kayısı ve kuru üzüm gibi şekerli meyvelerin miktarı artırılarak hazırlanması tavsiye edilmektedir" diyerek sözlerini noktaladı.

SÜMEYRA KENESARI / YENİ HABER GAZETESİ

 

Okunma Sayısı: 246